Artık 6 yaşındaki çocuklar da dahil olmak üzere tüm öğrenciler, YZ dersi alacak. Dersler, bağımsız bir içerik olarak ya da fen ve teknoloji gibi mevcut derslere entegre biçimde verilecek.
İlkokullarda temel kavramlara odaklanan, oyunlaştırılmış ve uygulamalı etkinliklerle başlayan bu eğitim; ortaokullarda günlük yaşama dokunan projelerle, lisede ise inovasyona yönelik YZ geliştirme uygulamalarıyla derinleşecek.
Amaç tabii ki Çinli çocuklara dijital çağın gerektirdiği bilişsel yetkinlikleri erken yaşlarda kazandırmak ve Çin’in küresel YZ yarışındaki liderlik pozisyonunu pekiştirmek.
Uygulama şu an için sadece Çin’in başkenti Pekin’de geçerli çünkü Pekin, Çin'deki eğitim politikalarında genellikle pilot şehir olarak kullanılıyor. Başarılı olursa zamanla Şanghay, Shenzhen gibi diğer büyük şehirlerde de yaygınlaştırılıyor ve ardından ülke çapında ulusal müfredata entegre ediliyor.
Dünyada başka yerlerde de benzer adımlar atılıyor. Kaliforniya, YZ okuryazarlığını müfredata entegre etmeye başladı. İtalya, sınıflarda YZ destekli öğrenme araçlarını test ediyor.
Kabul etmeliyiz; artık YZ yalnızca bir teknoloji değil, temel bir eğitim alanı.
Peki Türkiye’de ne yapılabilir?
– İlkokul 3. sınıftan itibaren haftada bir saatlik “YZ Farkındalığı” dersleri
– Ortaokulda veri okuryazarlığı, algoritma ve etik tartışmaları ile içeriği zenginleşen dersler
– Liselerde YZ destekli üretkenlik, modelleme ve analiz odaklı uygulamalı seçmeli dersler
– Tüm öğretmenlere YZ eğitim yaklaşımı hakkında düzenli ve yaygın hizmet içi eğitim
– MEB ve TÜBİTAK iş birliğiyle ulusal ölçekte bir “Yapay Zekâ Akademisi” ağı kurulması
– YZ alanında hızla yerli müfredat, kaynak ve uygulama platformları geliştirilmesi
İlk akla gelenler…
Bir ülkenin gelecekteki gücü, çocuklarına bugünden ne öğrettiğiyle şekillenir.
O yüzden YZ artık yalnızca teknoloji değil, temel bir okuryazarlık alanı olarak ele alınmalı!