OF VE OH Manisaspor’a gönül verenler üç haftadır of çekiyor. Moraller bozuk. Kafalar karışık. Bir de rakipler senden önce oynuyor. Puan kaybeder diye umutlanıyorsun. Oda olmuyor. Şakı şakır kazanıyorlar. Kötü oynuyorlar, ama bir tane sıkıştırıp işi bit

OF VE OH

Manisaspor’a gönül verenler üç haftadır of çekiyor. Moraller bozuk. Kafalar karışık. Bir de rakipler senden önce oynuyor. Puan kaybeder diye umutlanıyorsun. Oda olmuyor. Şakı şakır kazanıyorlar. Kötü oynuyorlar, ama bir tane sıkıştırıp işi bitiyorlar. Onlar işi bitiriyor, Manisaspor’a da stres yükleniyor. Kazanma stresi. Zaten üç haftadır kaybeden bir takımın içinde bulunduğu stres var. Bir de üstüne rakiplerin aldığı galibiyetlerin stresi biniyor.

Nasıl binmesin ki? Bolu maçına giderken benim bile keyfim kaçtı. Karşıyaka-Rize maçının sonucu beni bile etkiledi. Umudumun azaldığını hissettim. Bu kadar emek, bu kadar çabanın kendi ellerimizle ortadan kalktığını düşündükçe, oflarıma bir of daha çektim.

Üç hafta öncesindeki puan tablosuna baktım, puan farkına baktım. Sonra döndüm gelinen noktaya baktım. Bir of daha çektim. 

Gelinen nokta çıkmadık candan umut kesilmez durumu. Futbolda her sonucun olduğunun yorumu. Ama bizim ülkede bir gerçek. Ligin sonlarına girildiğinde ipler kimin elindeyse finişi de o görüyor. Bunu da düşündükçe bir of daha çektim.

19 Mayıs Stadyumuna geldim. Yine biz bize kalmışız. Ligin ikinci haftasındaki Kartal maçı gibiyiz. Bir avuç taraftar ve bizler… Zaten bu kadardık. Ligin bitimine doğru da bu kadarız. İyi gün dostları ya televizyonda, ya da kendi havasında… Bir of da onlara çektim.

Baktım maç kadrosuna… Bir of daha… Kaybedilen 3 haftadan ders alınmamış. Bu kez isim yazmayacağım ama yürüyen ikili kadroda. Orta sahanın yükü ağır. Hem topa basacak, hem de ön de basmayanların hatalarını kovalayacak.

Allahtan Manisa’ya gezmeye gelmiş bir takım var sahada. Ne pozisyona girmeye niyeti var, ne de Manisaspor’u hataya zorlamaya. İlk yarıda bir tane şutu bile yok Boluspor’un. 

Peki ya Manisaspor? 

Kazanamamanın verdiği stres sahaya fazlasıyla yansımış. Maçın hakemiyle girilen gereksiz ve uzun diyaloglar… Anlaşılır gibi değil. Sanki maçın berabere bitmesi iki takımı da bir üst lige çıkartacak bir hava var. Bolu kaleye gidemiyor, Manisaspor ise bulduğu sınırlı pozisyonları harcıyor. Hele Cem Sultan ve Murat Gürbüzerol’un kaçırdıkları inanılacak gibi değil. Bir of daha çekmeye korkuyorum, sanki spil dağı başımıza yıkılacak diye korkuyorum.

Tamam stres var. Sıkıntı var. Moralsizlik var. Ama bunların ilacıda sizde var. Bir gol atacak, bir üç puan alınacak bu dertler bitecek. 

İşte ikinci yarıda böyle bir umutlu bekleyiş var. Ama yine olmuyor. Bu kez Manisaspor’da Bolu’ya ayak uyduruyor. Derken sahneye Murat Tosun’un hamlesi giriyor. ‘Beni artık değiştirin’ işareti veriyor. İşte bu işaret bence maçı değiştiriyor. Oyuna girenin bence ismi hiç önemli değil. Önemli olan çıkan. Tosun çıkınca Manisaspor o eski kimliğine dönüyor. Orta sahanın gücü yerine geliyor. İwanski şut çekmenin önemini gösteriyor. Kaleci Serdar topu içeri alıyor. Ve her şey yeniden başlıyor. Umutlar yeşeriyor. Keyifler yerine geliyor. Son 10 dakikada Manisaspor bana keyif veriyor. Suskun golcü Kahe’de son dakika da sambasını yapıyor. Ve herkes derin bir ohh çekiyor.