Dün, Ak Parti’deki basın toplantısında ilginç diyaloglar yaşandı. Malumunuz genel merkezin adayı olarak belirlenen Süleyman Turgut ile mevcut il başkanı Salih Hızlı, bir bakıma öne çekilmiş devir teslim için basının karşısındaydı.

Salih Hızlı, her zamanki naifliğiyle süreci anlattı. 5 yıldır il başkanlığı görevini yürüttüğünü ifade etti, sürecin sonunda kimseye kırgın olmadığını dile getirdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan övgüyle bahsetti hatta yaşadıkları bir diyaloğu hatırlatarak, Erdoğan gibi bir liderle aynı çatı altında siyaset yapmanın muhteşem bir deneyim olduğunu izah etti. 
Ben şahsen Salih Hızlı’da bir kırgınlık emraresi sezmedim. “Başarısız oldu” eleştirilerine de katılmıyorum. Son yerel seçimlerde ortaya çıkan sonuçta bir numaralı etken ekonomideki dalgalanmalardır. Manisa il başkanı kim olsaydı sonuç farketmezdi. 

Salih Hızlı, görev süresi boyunca Ak Parti içinde olası kavgaları, tartışmaları en aza indirmekle zaten önemli bir açığı kapatmıştır. 

Hızlı, 2027’de muhtemel milletvekili adayı ya da 2028’de büyükşehir belediye başkan adayı olabilir. Bu potansiyelini koruyacağını düşünüyorum.

Peki ya Süleyman Turgut? 

Ak Parti’de bir dönem milletvekilliği yaptıktan sonra uzun süre siyasetten uzak kaldı. Yine Ak Parti’nin içindeydi ancak aktif görev aldığına pek şahit olmadık.

Toplantıda dikkatle söylediklerini dinledim. Süleyman Turgut çok iyi bir hatip. Hitabeti oldukça güçlü. 

Gazeteci Ahmet Ünsal’ın “Ateşten gömlek giydiniz” ifadesine itiraz etti. “Tam aksine, zor günler atlatıldı, ben kolay zamanda geldim” benzeri bir ifadede kullandı. 

Aslına bakarsanız toplantının en önemli detaylarından biri bu noktaydı. Süleyman Turgut bundan sonra partinin Manisa’da toparlanması adına ne yapabilir? Taş üstüne taş koyabilir mi?

Salih Hızlı’nın mı işi zordu Süleyman Turgut’un mu? 

Soruya soruyla karşılık verelim…

Salih Hızlı döneminde belediyelerin çoğu Ak Parti ya da Cumhur İttifakı’ndaydı. Salih Hızlı bu nedenle daha çok savunma yaptı. Soruya cevap niteliği taşıyan soru şu: Savunmada mı olmak daha kolay hücumda mı? 

Bence hücum daha kolay. Yani eleştirmek, muhalefet etmek daha avantajlı. Alan daha geniş, malzeme daha fazla. Daha rahat cümle kurabilirsiniz. 

CHP’li 14 ilçe belediyesiyle büyükşehir belediyesine karşı daha sert hücum varyasyonları geliştirmek için Süleyman Turgut daha uygun bir profil. 

Salih Hızlı kötü yönettiği için değil, Süleyman Turgut bu döneme daha uygun olduğu için tercih edildi. En azından ben öyle tahmin ediyorum. Zaten Ak Parti’nin muhalefet yapmaktan başka çaresi yok.  

1 Şubat’tan sonra çok kapsamlı bir muhalefet hareketi göreceğiz. Anladığım kadarıyla plan bu. Ak Parti’nin muhalefetteki performansını hep birlikte test etme şansımız olacak. 

İşin özü, Süleyman Turgut, sadece Ak Parti değil, Manisa’daki muhalefet hareketinin de liderliğini yapmak için il başkanlığı koltuğuna oturacak. Muhalif söylemler daha çok reyting alır. Bu nedenle Süleyman Turgut, 2028 genel seçimi ve 2029 yerel seçimlerine kadar çok hayati bir görev üstlenmiş oldu. Ve kendisinin de dediği gibi, Salih Hızlı’nın sürecine kıyasla işi daha kolay olacak.    

Karşılıklı açıklama ve iddiaların havada uçuştuğu, siyasi kapışmanın çokça olacağı bir süreç Manisa kamuoyunu bekliyor.