Türk milleti 18 Mart 1915’te tarihe adını altın harflerle yazdırdı.
Büyük önder Mustafa Kemal Atatürk’ün kahramanlaştığı Türk ordusunun zaferle taçlandırdığı destanın 109. yılı kutlanıyor. Deniz Zaferi, devamında kara zaferi ile perçinlendi. Zaferin ikinci adımında Anafartalar Komutanı Mustafa Kemal tarih sahnesine çıktı. Türk Kurtuluş Savaşı’nın ve modern Cumhuriyetin “önsözü” olarak nitelendirilen Çanakkale Zaferleri tarihin seyrini değiştirdi. Destansı mücadele mazlum milletlere ilham oldu.
Tarihin seyrini değiştiren en önemli gelişmelerden birisi 109 yıl önce Çanakkale’de yaşandı. Birinci Dünya Savaşı sırasında İstanbul’a girmek isteyen işgal güçlerinin en güçlü savunmayla karşı karşıya kaldığı Çanakkale cephesi, Türk ulusu için de bir kırılma noktası oluşturdu. Mustafa Kemal Atatürk önderliğindeki Türk ordusu, tüm dünyaya “Çanakkale’nin geçilmez olduğunu” kanıtladı. Ulu önderin Çanakkale’deki “Ben size savaşmayı değil ölmeyi emrediyorum” talimatı, Milli Mücadele’de “Ya İstiklal ya ölüm” parolasına evrildi. Çanakkale Deniz Zaferi’nin hangi şartlarda kazanıldığını ve günümüze yansımasını Dr. Selim Erdoğan, Cumhuriyet’e değerlendirdi.
Çanakkale Zaferi’nin önemini anlaşılması için öncelikle dönemin dinamiklerine bakılması gerektiğini söyleyen Dr. Erdoğan, “O dönemin propaganda argümanlarında Antant’ın kara gücü olarak 8 milyonluk ordusuyla Çarlık Rusyası, deniz kuvveti olarak da Britanya İmparatorluğu resmedilir. Bu iki devin niyeti, ‘Yeni Dünya Düzeni’ni Avrupa’nın tamamına dayatmaktır” dedi. Ancak evdeki hesabın çarşıya uymadığına dikkat çeken Dr. Erdoğan, “Osmanlı Karadeniz filosunun Novorossiysk ve Sivastopol gibi lojistik üslerini vurarak hem Rus Karadeniz donanmasını hem de Kafkaslardaki kara ordularını aç, susuz, cephanesiz bırakması, İngilizlerin çok güvendiği Rus askeri gücünün hayal ettikleri ağırlıkta oyuna girememesine yol açmıştır” ifadelerini kullandı.
EMPERYALİST PLAN BOZULDU
haya çekmek için devasa donanmasından önemli bir parçayı İstanbul ve Karadeniz yolunu açmak için Çanakkale önlerine gönderdiğine değinen Dr. Erdoğan, Mustafa Kemal Atatürk komutasındaki Türk ordusunun tüm planları bozduğunu ve tarihin seyrini değiştirdiğini belirtti. Dr. Erdoğan, “Bu süreçte can çekişir hâle gelen ise Çarlık Rusya’sıdır. Bu zafer, Türkiye Cumhuriyeti kadar Sovyet Rusya’nın kurulmasında süreci hızlandıran kilit taşlarından olmuştur” dedi. Tüm bu gerekçelerin “Osmanlı donanması Birinci Dünya Savaşı boyunca etkin değildi” tezini de çürüttüğünü vurgulayan Dr. Erdoğan, “Karadeniz filosu öyle stratejik bir hamleyle Rus Ordularının kovanını dağıtmıştır ki, Savaşın daha en başından bizim için bitmesini engellemiştir. Bu yüzden Çanakkale 18 Mart Zaferi’ni Karadeniz’de Osmanlı Donanması’nın yaptığı bu öncül stratejik hamleyle birlikte değerlendirmek doğru olacaktır” yorumunda bulundu.
MONTRÖ’YE SAHİP ÇIKILMALI
Karadeniz’de günümüzde yaşanan gelişmelere de dikkat çeken Dr. Erdoğan, “Mesela son iki gündür Fransa’nın Ukrayna’ya boğazlar yoluyla zırhlı tugay göndermeye çalıştığı konuşuluyor. Bu tanıdık gelmiyor mu? Bolşeviklere karşı Wrangel ve Denikin’in Beyaz Ordusu’nu destekleyen emperyalist Batı 105 yıl sonra aynı noktada. Bir kez daha Rusya’daki rejime müdahil olmak istiyor” dedi. O dönem bu oyunları Çanakkale ve Montrö’de Mustafa Kemal Atatürk’ün bozduğunu belirten Dr. Erdoğan, “Bugün de bu oyunu görmek ve Montrö’ye her zamankinden fazla sahip çıkmak gerekiyor. 18 Mart Zaferi’nin kahramanlarının ruhunu şad etmek istiyorsak yapmamız gereken budur, kuru hamaset değil” ifadelerini kullandı.
325 GÜN SONRA ZAFER
325 gün süren Çanakkale Savaşları 9 Ocak 1916'da Türk ordusunun zaferiyle sona erdi.
Çanakkale'de 18 Mart 1915'te elde edilen deniz zaferi, Türkiye'nin geleceği için bir dönüm noktası oldu. Çanakkale'nin geçilemeyeceğini kanıtladı.
Çanakkale Deniz Zaferi, 109. yıl dönümünde törenlerle kutlanacak. Etkinlikler kapsamında Deniz Kuvvetleri yüzer unsurları ile Çanakkale Boğazı'nda geçit töreni gerçekleştirecek. SOLOTÜRK ise gösteri uçuşu yapacak. Dün törenler için son provalar yapıldı.
ÇANAKKALE SAVAŞI
Birinci Dünya Savaşı'nın en önemli muharebelerinden "Çanakkale Savaşı" öncesinde İngiltere, Avrupa'da savaşın mevzi çatışmalara dönüşmesi üzerine, Çanakkale ya da Balkanlar'da yeni bir cephe açıp İstanbul'u ele geçirerek Osmanlı Devletini Almanya'dan ayırmayı ve kararsız Bulgaristan'ın ittifak devletleri yanında yer almasını önlemeyi düşünüyordu.
Osmanlı güçlerinin 3 Şubat 1915'teki Süveyş Kanalı'na taarruzu sonuç vermeyince İngiltere, Mısır'daki güçlerini boğazlara yöneltti.
İtilaf devletleri, 12'si İngiliz, 4'ü Fransız olmak üzere 16 muharebe gemisi, 6 muhrip, 14 mayın arama tarama ve bir uçak gemisinden oluşan donanmasıyla 19 Şubat 1915 sabahı, "Müstahkem Mevki Methal Grubu Bataryaları"na bombardıman başlattı.
Methal Grubu'nda Ertuğrul, Seddülbahir, Kumkale, Orhaniye bataryaları ile Erenköy civarında yerleştirilmiş bir kısım seyyar obüs bataryası, Merkez Grubu'nda ise Anadolu ve Rumeli bataryaları bulunuyordu.
Hava şartlarının olumsuzluğu nedeniyle ikinci bombardıman 25 Şubat'ta yapıldı. 26 Şubat-17 Mart arasında ise itilaf devletleri donanması mayın arama taraması gerçekleştirdi ancak 17-18 Mart gecesi Nusret Mayın Gemisi, Erenköy Koyu'na ve boğaz geçişine mayın döşedi.
Müttefik donanması, 18 Mart günü saat 11.15'te ilk atışlarla büyük bir taarruz başlattı. Saat 18.00'e kadar süren şiddetli çatışmalar sonunda, itilaf devletleri donanmasının üç muharebe gemisi "Bouvet", "Irresistible" ve "Ocean" zırhlıları battı, iki muharebe gemisiyle bir muharebe kruvazörü yara aldı.
ÇANAKKALE DENİZ ZAFERİ
Yedi saat süren savaşta elde edilen kesin zafer, tarihe "Çanakkale Deniz Zaferi" olarak geçti ve Çanakkale'nin "geçilmezliği" tüm dünyaya ispat edildi.