Toplumumuzun vicdanını derinden yaralayan her suçtan sonra yükselen histerik çığlık İDAM!
Sebebi ise intikam duygusu, yani bencil bir istek. Kişinin kendini intikam hissi ile tatmin etme isteği. Peki suç mağduru? Yeni oluşacak suçların mağdurları? Onlar ise böylesi bir vahşetle hiç karşılaşmamış olmayı dilerlerdi… Hal böyle iken düşünülmesi gereken suçun önlenmesi mi, suçlunun nasıl cezalandırılacağı mı olmalı?
Elbette suçun önlenmesi. İdam cezasının suçu önleyeceğini mi düşünüyorsunuz? O zaman fena halde yanılıyorsunuz.
Size birkaç bilgi;
1-Günümüzde 58 ülkede halen ölüm cezası halen uygulanıyor. 98 ülke ölüm cezasını hukuken tamamen, 7’si savaş suçları ve istisnai durumlar dışında, 35’i ise fiilen ölüm cezasını uygulamadan kaldırmış durumda.
2-Ölüm cezası infazlarının yaklaşık %90’ı Asya kıtasında gerçekleşiyor.
3-Avrupa Birliği’nde “Avrupa İnsan Hakları Temel Haklar Bildirgesi’nin 2. Maddesi gereği ölüm cezası uygulaması yasak. Avrupa Birliği’ne ek olarak Türkiye ve Rusya’nın da üyesi olduğu Avrupa Konseyi de üyelerinin ölüm cezasını kullanmasını yasakladı. Bu doğrultuda ölüm cezası Türkiye’de 1984’ten beri uygulanmamakta, 2004’ten beri hukuk sisteminde mevcut değil.
4-Uluslararası Af Örgütü verilerine göre 2015 yılı 1989 yılından bu yana en fazla idamın gerçekleştiği yıl oldu. Rapora göre infaz gerçekleştirilen idam cezalarında 2014’e göre %54’lük büyük bir artış yaşandı.
5-Ölüm cezalarının %89 gibi çok büyük bir bölümü 3 ülkede yoğunlaşmış durumda. Bu ülkeler; İran, Pakistan ve Suudi Arabistan. (Sıralamada olması belenen Çin ve Suriye ile ilgili sağlıklı veri bulunmuyor)
6-İdam cezasına yer vermeyen ülke sayısı 102. 1977 yılına baktığımız da ise bu sayı sadece 16’ydı.
7-Suç oranı en yüksek 15 ülkeden 10’unda ölüm cezası uygulanıyor. Bu veri dünya kamuoyu tarafından ölüm cezasının suçun azaltılmasında etkili bir yaptırım olmamasının gerekçesi olarak anlatılıyor.
8-Kadın tecavüzleri ve cinayetleri işlenen ülkeler ve cezaları karşılaştırmaları yapan Uluslararası Af Örgütü, en çok kadın tecavüzü ve kadın ölümlerinin yaşandığı ülkelerin, idam cezasının uygulandığı Afganistan, Hindistan, Pakistan, Suudi Arabistan, Yemen, Irak, Suriye, Ürdün, İran, Sudan, Çin, Vietnam, Laos, Tayvan, Güney Kore ve Tayland ‘ın olduğunu gözlemlemiş. Genel suç düzleminde de, idam cezasının olduğu ülkeler suç düzeyinin daha yüksek olduğu ülkeler.
Yani vahşice tecavüze uğrayıp öldürülen kadın ve çocuklarımızın çığlığına “merak etme ben de seni öldüreni öldüreceğim” demekten başka birşey ifade etmiyor idam istemek. Yapmamız ve söylememiz gereken bu tip suçların işlenmesinin ardındaki gerçekleri çarpıtmadan masaya yatırıp suçun gerçekleşmemesini sağlamak.
Hukuk felsefesi der ki “bir kişinin işlediği suçtan tüm toplum sorumludur”. Gelin suç oranının en düşük olduğu ülkelere bakalım ne demek istediğim daha açıkça anlaşılacaktır.
1-Kanada
2-Danimarka
3-İsveç
4-Norveç
5-İzlanda
6-İsviçre
7-Avustralya
Bu liste aşağı yukarı tahmin edebileceğiniz ülkelerle devam ediyor. İdam cezası yürürlükte olup suç oranınında başı çeken ülkelerle, suç oranının en düşük olduğu ülkelerin arasındaki fark ne? Eğitim, kültür, ekonomi vs vs.. Tartışmamız gereken budur. Ülkemizde 1920 ile 1984 yılları arasında 15’i kadın olmak üzere toplam 712 kişi idam edilmiştir. Yıllara göre incelediğinizde göreceksiniz ki büyük çoğunluğu darbe dönemleri ve askeri yönetim esnasında olmuş, birçok siyasi mahkum idam edilmiştir.
Biraz araştırırsanız dünyada suçsuz olduğu sonradan anlaşılmış ama mahkeme kararıyla öldürülmüş birçok insanın hikayesine rastlarsınız. Sonuç? Mahkemeden ve devletten bir özür… Ki bu sadece ortaya çıkabilmiş vakalar.
Suç ile mücadele suç işleyerek yapılmaz. Devlet eliyle suç işlenemez. Devletimiz ve toplumumuz elbetteki caydırıcı ve adaletli cezalarla suçla savaşmalı ama suçun oluşmasını önlemede ceza tek başına asla yeterli değil. Hele ki ülkemizin en büyük problemlerinden biri oturmamış bağımsız yargı, bir türlü sağlıklı işlemeyen hukuk iken. Şu an devletin ve yargının tümünün “suçsuz”, “kumpas mağduru” dediği “Ergenekon Davaları”nı hatırlayalım. Eğer ülkemizde idam cezası yürürlükte olsaydı başta sayın İlker Başbuğ olmak üzere bir çok kişi muhtemelen şu an aramızda olmayacaktı. Bunun vicdani sorumluluğu da hepimize yeterdi sanırım.
Adnan Menderes ve arkadaşlarında olduğu gibi…
Bırakın ilkel intikam ve diğer şahsi duygu durumlarınızı, çocuklarımızı ve kadınlarımızı nasıl koruruz ona bakın. İlla idam istiyorsanız bu bedensel değil, zihinsel olmalı. Eğitimsiz, bağnaz, cani ve hastalıklı kafalardaki fikirlerin yerine medeni, hoşgörülü ve sağlıklı fikirler koymaya bakın. Bu hem devletimizin hem de toplumumuzun görevi.