Kendinizi onun yerine koyun…
Dışarıda bir bağrışma, bir kargaşa duyuyorsunuz. Koşuyorsunuz olay yerine. Kanlar içinde yatan bir çocuk. Üstü başı paramparça… Yüzü tanınmaz halde. Ve biraz daha yaklaşınca anlıyorsunuz ki o çocuk sizin çocuğunuz.
Hayali bile ürkütücü değil mi. 
Manisa’da bir anne bu dehşeti yaşadı. Sinir krizi geçirdi. Yer: Akmescit Mahallesi. 8 yaşındaki Mert bir sokak köpeğinin saldırısına uğradı. Çevredekilerin müdahalesiyle kurtarılan Mert Manisa Celal Bayar Üniversitesi Hafsa Sultan Hastanesine sevk edildi.  Yüzüne dikiş atıldı.
Bu sizce sıradan bir asayiş haberi ya da sıradan bir vaka mı? 
Bir çocuğun evinin önünde, yaşadığı mahallede maruz kaldığı bu saldırının tek suçlusu o sokak köpeği mi? 
Ya da böyle talihsiz olay karşısında sevimli dostlarımızı hedef alarak sorunu ne kadar çözebiliriz. 
Gelin bu soruya yanıt arayalım. 
Manisa’da bundan 50 yıl önce en önemli problem belki işsizlikti, belki başka bir şey.  Şehir büyüyüp geliştikçe problemlerin önceliği değişti. Mesela 40 yıl önce trafik diye bir sorun yoktu. Otopark da problem değildi. Hava kirliliği, çöp de yoktu sorunlar arasında. Ama bugün ilk 5’te sayarsınız bu maddeleri. 
Merkezi yönetimler ve belediyeler sorunlara çözüm arar. Bazıları çözüme kavuştu hatta… 
Mesela Manisa’da Karaköy ve Doğu caddesinde tek şerit uygulaması başladı. Trafik en azından ana arterlerde daha rahat akıyor. Mesela otoparklar yapıldı. İşsizlik azalsın diye fabrikalar inşa edildi. Çöpte çıkan yangınlar bugün tarih oldu artık. Modern bir bertaraf tesisi var. 
Doğalgaz borularıyla donatıldı şehir, hava kirliliği en aza insin diye…
Bu örnekleri şunun için verdim; Bir sorunu çözmek için önce onu sorun olarak kabul etmek gerekir. 
Aslında yaşananların özeti bu cümlede… 
Manisa’yı yöneten bir vali var, 17 kaymakam. Manisa’yı yöneten bir büyükşehir belediye başkanı, 2’si merkezde toplam 17 de ilçe belediye başkanı var. 
Ama sokak hayvanları diye bir sorun henüz şehri yönetenlerin listesinde yok.  
Bunu bir sorun olarak kabul etmedikleri açık ve net ortada.   
Elle tutulur, gözler görülür, mantıklı, ayakları yere basan veya yeterli bir çözüm asla aranmadı. Hep bu problem karşısında umursamaz bir tavır var. Geçiştiriliyor. 
Halbuki Manisa’nın dört bir yanından şikayet yağıyor. 
Aslında kağıt üzerinde sokak hayvanlarına çözüm bulunmuş gibi görünüyor.   
Ama uygulama tam tersi. 
Mesela Manisa’nın bir hayvan barınağı var. Ama barınağın kapasitesi oldukça sınırlı. Hayvanların orada sağlıklı şartlarda yaşadığını hiç sanmıyorum. Hasta hayvanların orada iyileşme ihtimali çok zayıf.  
İkinci ve büyük bir barınağa ve hayvan hastanesine ihtiyaç var. 
Büyük bir barınak yaparak da bu sorun tam anlamıyla çözemeyiz. 
Baş edemeyiz.  
Çünkü kontrol edemiyoruz. 
Kontrolünüzde olmayan bir meseleyi zaten halletme ihtimaliniz yok. 
Manisa’da sokak köpekleri veya hayvanlarının sayısı kontrolden çıkmış durumda. Zaten 8 yaşındaki Mert’in bu acı olayı yaşamasının en büyük sebebi bu. Başı boş, aşısız, kısırlaştırılmamış sayıları muhtemelen binlerce olan sokak hayvanı var. Ve iç güdüleriyle hareket eden bu sevimli dostlarımız insanlarla aynı sokakları paylaşıyor. 
Bu çok tehlikeli…
Manisa’da sokak köpeklerinin nüfusunu kontrol altına alabilecek bir mekanizma yok. Var da yok. Yani hem var hem yok. 
İlçe belediyelerini ararsanız büyükşehre suçu atıyor. Büyükşehir onlara…  
Çünkü, bu sorun çok önemli bir sorun olarak görülmüyor. Yatırım yapma gereği duyulmuyor.   
İstenirse her şey olur.     
Bu sorun en aza, en asgari düzeye inebilir.  
Sokaklardaki hayvan sayısı net bir şekilde kontrol atına alınmadığı sürece maalesef çok daha vahim olaylarla karşı karşıya kalacağız. 
Ve ortada bırakılan bu sorun toplumda hayvan severlerle vatandaşları kucağına bırakılmış bir bomba misali. Her benzer olayda bomba patlıyor, kavga başlıyor.  
Ne yapılmalı. 
Önce sokak hayvanları isimli madde sorun listesine yazılmalı ve buna ciddi bir bütçe ayrılmalı.  
Bu konuda şehri yönetenler, ilgili kurumlar, STK’lar ve hayvan severlerin müdahil olacağı ortak masa kurulmalı. Çünkü sokak hayvanlarını sorununu sadece belediyeler çözemez. Herkes elini taşın altına koyacak. 
Ama dediğim gibi önce sokak hayvanları konusunu büyük harflerle sorun listesine eklemek gerekiyor. 
Bunun sıradan bir sorun olmadığına inanmak gerekiyor. 
İkna olmayanlar Akmescit mahallesinde saldırıya uğrayan Mert’in yüzüne bir kez daha baksın…
Bu yaşananlar trafik, ulaşım, otopark, konut problemi kadar önemli. 
Ölüm tehlikesi var! 
Manisa’nın dört bir yanında insanlar bu sevimli dostlarla karşı karşıya kalmışsa, sokaklarda yürüyemez duruma gelmişse, biraz düşünmek lazım. Bunun sorumlusu vatandaşlar değil, hayvanlar hiç değil. 
Bu saatten sonra sorumlu aramanın da bizi doğru yere götürmeyeceği aşikar. 
Sokak hayvanlarıyla ilgili mutlaka yapılacak bir şeyler var. 
Bir sonraki olayda daha vahimi yaşanmadan, daha kötüsü olmadan…

SOKAK HAYVANLARIYLA İLGİLİ PROJE ÜRETEN SEÇİM KAZANIR 
Manisa’da sokak hayvanları problemini çözmek için ortaya ciddi projeler koyabilen belediye başkanları büyük takdir toplar. Seçimlerde aday olacak olan isimler, bu konuda vatandaşı ve hayvan severleri memnun edecek, onları ikna edebilecek çözüm önerileri sunabilirse büyük oy alır. 
Manisa’da herkesin ortak sorunu sokak hayvanlarıdır ve artık görmezlikten gelinemeyecek boyuta ulaşmıştır. 
Bu sorun seçim kazandırır, seçim kaybettirir. 
Benden söylemesi…