Fabrikasında grev kararı alınan iş adamı grev kararı sebebiyle sendikayı mahkemeye şikayet etti.
Davalı sendikanın almış olduğu grev kararının durdurulmasına ve davalı sendikanın yetki belgesinin geçersizliğine karar verilmesini talep etti.
Davalı sendika yönetimi ise sendikanın toplu iş sözleşmesi yapma yetkisi netleştiğinden itibaren yetkinin düşmesi için bu aşamayı planladığını, işverenin dürüstlük kuralına aykırı hareketinin mahkeme kararıyla bir yaptırıma tabi tutulması gerektiğini belirterek davanın reddini istedi.
Mahkeme, sendika üyelerinin dörtte üçünü kaybetmiş olması sebebiyle grev kararı uygulanmadığından durdurulma talebinin konusuz kaldığının ve davalı sendikanın yetki belgesinin geçersizliğinin tespitine karar verdi.
Davalı sendika kararı istinafa götürdü. Bölge Adliye Mahkemesi, itirazları reddetti. Sendika yönetimi bu kez kararı temyiz edince devreye Yargıtay 9. Hukuk Dairesi girdi.
"BİLDİRİLEN TARİHTE GREV BAŞLAMALI"
Yüksek Mahkeme emsal nitelikte bir karara imza attı. Kararda şu ifadelere yer verildi:
"Kanuni süre içinde grev kararının alınması, ancak bildirilen tarihte grevin başlamaması durumunda 6356 sayılı Kanun’un 60'ıncı maddesinin dördüncü fıkrası uygulama alanı bulacaktır. Söz konusu hükmün ilk cümlesinde belirtildiği üzere 'Bildirilen tarihte başlamayan grev hakkı veya lokavt düşer' hükmün ilk cümlesinde sendikanın yetkisinin devam edip etmeyeceği belirtilmemiştir. Ancak; aynı fıkranın devamında 'Süresi içinde grev kararı uygulamaya konulmamış ve alınmış bir lokavt kararı da yoksa veya lokavt da süresi içinde uygulamaya konulmamışsa' yetki belgesinin hükmü kalmayacağı belirtildiğinden, aynı fıkrada düzenlenmesi itibarıyla, bildirilen tarihte grevin başlamaması durumunda da yetki belgesinin hükmünün kalmayacağının kabulü gerekmektedir. Kararın bozulmasına oy birliği ile karar verilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesi kararının ortadan kaldırılmasına hükmedilmiştir."