Ekrem İmamoğlu'nun tutuklanması ile başlayan miting ve protestolarda yalnızca siyasi figürler değil, sokaktaki gençler üzerine de konuşuluyor. İstanbul’dan İzmir’e, Ankara’dan Adana’ya… Meydanlarda yüzlerinde öfke, ellerinde Türk bayraklarıyla yürüyen genç bir profil var. Hangi partiye oy verdiklerini sorsanız, büyük bir kısmı “Zafer Partisi” diyor. Hangi lideri takip ettiklerini sorsanız, cevap neredeyse hep aynı: Ümit Özdağ.
Bu gençlerin söylem biçimi, tarihsel referansları ve politik pozisyon alışlarıyla yeni bir genç milliyetçilik akımı şekilleniyor. Üstelik bu hareket yalnızca sosyal medyada görünür değil; sokakta, üniversite kantininde, protesto hattında da kendini gösteriyor.
Peki kimdir bu gençler? Ne istiyorlar? Neyi reddediyorlar? Ve en önemlisi, bu yükselen akım Türk siyasetine ne söylüyor?
NEO-KEMALİST, PROTEST ve İTTİHATÇI DAMARLI
Bu gençlik, klasik milliyetçilik tanımlarına sığmıyor. 90’ların MHP çizgisine de, 2010 sonrası AK Parti’nin “yerli ve milli” söylemine de mesafeli. İlla adını koymak gerekirse Neo-Kemalist, fakat İttihatçı vurgular taşıyan bir Türk milliyetçiliği. Atatürk’ü sadece Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucu figürü olarak değil, devlet aklının, sekülerliğin ve bağımsızlığın somut taşıyıcısı olarak görüyorlar.
Ancak burada önemli bir ayrım var; bu gençler tarihsel figürleri sahiplenmekle kalmıyor, sistemin şu anki aktörlerine de ciddi bir eleştiri getiriyor. Erdoğan karşıtlıklarını açıkça dile getiriyor, “sistemin tamamı çürümüş” diyerek sadece iktidarı değil, muhalefetin de bazı bölümlerini hedef alıyorlar. Bu yönüyle protest bir çizgiye sahipler. Siyasi sadakat değil, politika üretimi ve kimlik siyaseti onlar için daha önemli.
Peki bu profil Türkiye’ye özgü mü?
Hayır. Benzer örnekleri Avrupa’da da görüyoruz. Fransa’da Le Pen’in genç tabanı, Almanya’da AfD’nin yükselişi, İtalya’da Meloni’nin söylemleri…
Bugün bu kitle, 18-25 yaş arası seçmenin tahminen en az %40’ını oluşturuyor. Yüksek bir oran. Hele ki gençlerin politikadan uzaklaştığı bir çağda bu kadar motive ve yönünü belli etmiş bir gençlik profili oldukça dikkat çekici.
Bu seçmenin en çok benimsediği söylemler arasında şunlar öne çıkıyor:
Göçmen karşıtlığı ve sınırlı vatandaşlık savunusu, devletin kurumlarının güçlendirilmesi ve liyakat vurgusu, seküler ama katı ulusalcı bir devlet yapısı, dış politikada bağımsızlık ve batı’ya mesafeli denge siyaseti.
Anayasal düzenin yeniden tesis edilmesi, ancak mevcut rejimin sert eleştirisi..
Ümit Özdağ bu kitleyi yıllardır besliyor. Sosyal medya stratejisi, gündemi belirleyebilme kabiliyeti, sokaktaki öfkeyi sahiplenecek dil üretmesi, onu sadece bir siyasetçi değil, bir kimlik taşıyıcısı haline getirmiş durumda.
Önümüzdeki seçim sürecinde bu kitlenin davranışı belirleyici olacak. Çünkü bu gençler sadece kendi tercihlerini değil, ailelerini de etkilemeye başladı. Geleneksel partilerle bağı olmayan, medyayı takip ederken eleştirel bir gözle bakan, hem üniversite hem de lise çağında aktif politik pozisyon alan bir kitle söz konusu.
Bu noktada soru şu: Diğer siyasi partiler, bu dalgayı fark etti mi?
CHP ve İYİ Parti içinde bu gençlerle temas kurma çabaları sınırlı. AK Parti ise bu gençliği doğrudan hedef alıyor. Ama retorikle değil, baskı ve itibarsızlaştırmayla.
Fakat anlaşılan o ki, bu gençliği ne sosyal medya ambargosu ne de ideolojik kalıplar durdurabiliyor. Çünkü onlar, kendi ideolojilerini kendileri yazıyor.
Sosyal medyada milyonların takip ettiği, ideolojilerini birlikte yazdıkları, herhangi sosyal bir olayda bir araya geldikleri Erlik ve Jahrein gibi bir çok isim var.
Türkiye’de gençliğin politik yönelimi hiçbir zaman homojen olmadı. Ancak bu kadar belirgin bir kutuplaşma, hem seküler hem ulusalcı hem de sistem karşıtı bir dille ilk kez bu kadar örgütlü hale geliyor.
Bu hareketin geleceği, sadece Zafer Partisi’nin performansıyla değil, Türkiye siyasetinin ne kadar kapsayıcı olacağıyla da belirlenecek.
Bu gençler, sandıkta görünmekten çekinmeyecek kadar kararlı, partilerden çok fikirleriyle hareket edecek kadar bağımsız ve seslerini bastırmaya çalışanlara karşı susmayacak kadar yüksek sesli.
Türk siyaseti, bu sesleri duymak zorunda.