Bazı festivaller vardır… Sadece eğlence değildir, ritüeldir, hafızadır. O şehre kimlik verir, karakter kazandırır. Manisa’nın Mesir Macunu Festivali işte böyle bir gelenek. Ve bu yıl, tam 485. kez Sultan Camii'in kubbe ve minarelerinden saçılıyor şifalı otların, baharatların kokusu…

Düşünün; bir gelenek tam 5 yüzyıla yakın süredir sürüyor. Osmanlı’nın son dönemlerinden Cumhuriyet’in ilk yıllarına, darbelerden ekonomik krizlere, savaşlardan, siyasi sarsıntılara… Ve her yıl, minarelerden saçılan o renkli kâğıtlara sarılı macunlar, Manisalıların geçmişle bağını tazeliyor.

Bu sadece bir etkinlik değil. Bir sosyolojik direnç biçimi.

Neden Önemlidir Bu Festival?

Çünkü bir şehir, sokaklarında birlikte eğlenebildiği kadar “şehir”dir. İnsanlar aynı meydanda aynı ritmi tuttuklarında hemşehriliğin gerçek anlamı ortaya çıkar. 485 yıldır bu festival, Manisa’nın yalnızca tarihini değil, dayanışmasını da hatırlatıyor.

Üstelik yalnızca Manisalıya değil. Dışardan gelen ziyaretçiye de diyor ki: “Burada bir hikâye var.”

Ekonomik etkisi mi? Oteller doluyor, esnaf canlanıyor, sokaklar renkleniyor. Ama ondan daha fazlası var: Bu festival, Manisa’nın tanıtımında ve sosyal enerjisinde temel taşlardan biri.

Bugün Mesir, Yarın Ne?

Elbette zaman değişiyor. Festivalin içeriği de biçimi de dönüşüyor. Ama dikkat edilmesi gereken şey şu: Gelenek ile günceli buluştururken ruhunu kaybetmemek. TikTok’ta izlenecek diye ruhsuzlaştırmamak. Fotoğraf malzemesine indirgememek. Gerçekten yaşamak.

Kent festivalleri sadece dışarıya dönük bir vitrin değildir. İçeriye dönük bir aynadır aynı zamanda. Manisa’nın son yıllarda yaşadığı dönüşüm, bu festivalin organizasyonuna ve anlatımına da yansıyor. Dileriz bu yönetsel bilinç artarak sürer.

Bugün eğer hâlâ Manisa’da çocuklar annelerinin, babalarının elini tutup Sultan Camii’ne gidiyorsa, yaşlılar balkonlarından minareye bakıp dualar ediyorsa, gençler omuz omuza müzik dinliyor, insanlar farklı mahallelerden gelip aynı şemsiyenin altında macun kapıyorsa…

Bu geleneği her koşulda sürdürenlere bir teşekkür borçluyuz.

Kimler mi onlar?

O minareye çıkıp o macunu saçanlar…
Çocuklarına bu geleneği anlatanlar, yaşatanlar…
Organizasyonu sürdürenler…
Zamanında sponsor olanlar…
Ve elbette bu kentin belleğini hâlâ kalbinde taşıyan Manisalılar.

Teşekkürler Manisa.
Teşekkürler, 485 yıldır hikâyeyi bugüne taşıyan atalarımıza ve emeği geçen herkese…