Adil Aygül gibi ölmek!
Adil Aygül’ün ne denli derin iz bıraktığına bugün Hatuniye Cami şahitlik etti. Kalabalığa, insan sayısına çok takılan biri değilim. Bunun ölçü olmadığını da iyi biliyorum. Samimiyete bakıyorum. Hatuniye Cami’ne bugün koşan insanlar gerçek manada Adil Aygül’e saygı duydukları için oradaydılar.
Adil Aygül ne yaptı da bu kadar insanın saygısını ve sevgisini kazandı?
Bu kadar insan diyorum çünkü şehit cenazeleri dışında bir pazar günü Hatuniye Cami avlusunun hıncahınç dolması çok rastlanan bir durum değil. Üstelik Adil Aygül emekliye ayrılmış, 2004 yılından bu yana adeta çekildiği köşesinde sakin bir hayat sürüyordu.
Bu sevgi bu ilgi niye? Buradan nasıl bir sonuç çıkarabiliriz?
Adil Aygül’ün iki dönem sürdürdüğü belediye başkanlık sürecini çok yakından takip etmiş birisi olarak şunu çok net ifade edebilirim; Aygül’ün hayatı boyunca hiç vazgeçmediği o muhteşem ve aynı zamanda mütevazi duruşu var ya işte püf nokta burada bence. Bu öyle bir şey ki, Anavatan Partisi’nin neredeyse yok olmak üzere olduğu dönemlerde bile Aygül partisini terk etmedi, başka bir partiye transfer olmadı. Onca teklife rağmen kaybedeceğini bile bile ısrarla kendi partisinden aday oldu.
Çünkü onda feraset vardı.
Bir duruşu vardı...
Hepimizin ihtiyacı olan duruş...
Demekki bir insan hayatı boyunca sergilediği duruş, davranış ve tavırların neticesine göre, ağırlığına göre değer görüyor. Herkes yaşadığı gibi ölüyor yani...
Hatuniye Cami’nde bugün bir cümle yazıldı kalplere, gönüllere. Bundan sonra “Adil Aygül gibi ölmek” diye bir ölçü olacak. Adil Aygül sadece yaşarken değil öldükten sonra da çok derin bir saygı gördü. Bu herkese, her kula, her beşere nasip olmayacak kadar güzel ve anlamlı bir son...
Ölmek herkese var ama Adil Aygül gibi ölmek herkesin harcı değil. 1994-2004 yılları arasında Manisa gibi zor bir şehirde eksiğiyle fazlasıyla 10 yıl boyunca şehremini olacaksın. Mütevaziliğinden zerre kadar ödün vermeyeceksin.
Kolay değil...
Belediye başkanlığı dönemi bittikten sonra da Kuyumcular Çarşısındaki mütevazi dükkanının kapısı hep açıktı. Babacan ve güler yüzlü bir başkandı.
İyi bir insandı.
Tabelalarda, reklam panolarında gülen fotoğrafının altında ismi Mimar Adil Aygül diye yazılırdı...
68 yaşında hayata veda etti. Geride bir çok eser bıraktı. Ama en önemli eserini sona saklamıştı.
Adil Aygül gibi ölmek!