Özlem Akar İşyapan, “Son dönemde gündeme gelen kadın ve çocuk cinayetleri ile şiddet ve taciz haberlerini büyük bir öfke ve üzüntü ile takip ediyoruz. 2024 yılının ilk 10 ayında yaklaşık 300 kadın cinayeti kayıtlara geçti. Bu rakam, kadına şiddetin ve kadın cinayetlerinin tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de hala yaygın ve ne yazık ki önlenemeyen bir sorun olduğunu açıkça göstermektedir. İstanbul’da İkbal Uzuner ve Ayşenur Halil’in, Semih Çelik tarafından yarım saat arayla vahşice katledilmesi, hepimizi dehşete düşürdü. 8 yaşındaki Narin Güran'ın başına gelenler, sadece kadınların değil çocukların da şiddetin, hatta kolektif şiddetin kurbanı olduğunu bir kez daha hatırlattı. İstanbul Beyoğlu’nda genç bir kadının iki erkek tarafından sokak ortasında taciz edilişini, çok kısa süre önce ekranlardan izledik. Yine yakın zamanda şiddetin kadınlar tarafından onaylandığına da şahit olduk. Denizli'de kasiyer Merve Acar’ı öldüren katilin annesinin, duruşma çıkışında "İyi ki yapmışlar ellerine kollarına sağlık" diye bağırması, bizleri cinayet haberinden daha çok sarstı. Bunlar gibi daha pek çok olay, kadına yönelik şiddetin ne kadar tehlikeli bir boyuta ulaştığını göstermektedir. Her zaman söylediğimiz gibi, şiddetin nedeni, bahanesi veya gerekçesi olamaz. Kadın cinayetlerinin gelenekler, sapkın inanışlar veya kültürel gerekçelerle taraftar bulması, normalleşmesi veya sosyal medya malzemesi haline getirilmesi asla kabul edilemez. Kadın cinayetleri insanlık suçudur. Bu tür olaylara karşı, toplumun tüm kesimlerinin sesini yükseltmesi ve sorumluluk alması gerekir. Unutmayalım! Kadına yönelik şiddet sadece bireysel suç değil, toplumun tamamına yönelik büyük bir tehdittir. Ve bu tehdide karşı hemen şimdi harekete geçmek zorundayız” diye konuştu.