Pazar günü akşam saatleri. Telefonu çaldı.
Karşıdaki ses korku ve heyecan içinde;
-Oya sen misin, yaşıyor musun? Aman Allah’ım yaşıyorsun.
Oya Hanım şaşkın!
-Yaşıyorum!
Sonra bir telefon daha. Bir telefon daha. Kız kardeşi, ailesi, akrabaları, arkadaşları. Herkes arıyor.
Kara haber tez duyulur.
Ağlayarak arayanlar, başsağlığı mesajı yayınlayanlar, Oya’nın evine gelenler. Komşular, akrabalar.
Oya ne olduğunu anlayama çalışırken Facebook sayfasından bahsedip duruyorlar. Korku ve heyecan içinde telefonu açıp sayfasına baktı.
Mesaj Oya’nın sayfasından paylaşılmış.
Oya Burak kalp krizinden vefat etmiştir!
Nasıl olur?
Sonra durum anlaşılıyor. İnsanın düşmanı bunu yapmaz. Oya’nın Facebook adresi bir şekilde çalınıp vefat haberi paylaşılıyor.
Yaklaşık 2-3 saatlik bir süreç. Ama Oya Hanım’ın ömründen ömür alan birkaç saat. İnsanlara ölmediğini anlatmak ne zor bir duygudur kim bilir.
Oya Hanım hemen Facebook adresinin şifresini değiştirip şu mesajı yayınladı dün;
“Sevgili arkadaşlarım, sayfamdan servis edilen haberi gelen telefonla öğrendim ve su dakikaya kadar telefon karşılayarak beni merak eden haberin üzüntüsüyle telefonlara sarılan dostlarıma, sevenlerime iyi olduğumu haberin yalan olduğunu söyledim. Facebook sayfamdan, telefonlardan ailemi beni arayarak üzüntülerini, korkularını, şükürlerini, ileten dualar eden tüm dostlarım sevenlerim, çok teşekkür ederim. Sanıyorum sayfamı çalmışlar. Bu işi profesyonelce çözene kadar lütfen benden gelecek videoları da açmayın. Hepiniz haklarınızı helal edin. Zira yürekleriniz kalktı, beni çok duygulandıran mesajlar telefonlar oldu. Ne mutlu ki bu kadar çok seviliyor muşum. Tekrar tekrar haklarınızı helal edin.
Dostça yürekten sevgiler...”
Oya Hanım ikinci mesajı arkadaşlarını iyice rahatlattı.
“Oya Barut yaşıyorrrrrr, hatta kahve içiyor.”
Oya Hanım eski bir radyocu. Hatta bir dönem ben Haber Gazetesi o da Manisa FM’de, yani aynı çatı altında çalıştık. Hayat dolu biri. Güler yüzlü, hareketli. Çevresi de oldukça geniş. Ne kadar sevildiği de bu tatsız olayın ardından anlaşılmış oldu. 2-3 saatlik bir hüzün öyle bir sevine dönüştü ki. Haberin asılsız olduğu ortaya çıkınca sevinçten ağlayan insanlar Oya Hanımı da ağlatmış.
Oya Hanım’ın kız kardeşimi, direkt başsağlığı için arayanlar olmuş. Korkunç bir durum.
Facebook başta olmak üzere tüm sosyal medya kanalları artık hayatımızın bir parçası. Maalesef bu kanallar bir şifreyle başkasının eline geçebiliyor. Sonrası malumunuz.
Oya Hanım’ın başına gelen belki de en ciddi olanı. Dolandırıcılık girişimleri sosyal medya üzerinden ya da telefonla yapılıyor.
En az gerçek hayattaki kadar dikkatli olmak lazım! Çünkü burada yaşadıklarımız sanal değil gerçektir.
Tek teselli mesajın asılsız çıkması ve Oya Hanım’ın o güler yüzüyle bugün işinde olması.