100. Ölüm Yıldönümünde Tevfik Fikret’e saygıyla…   Tarih 27 Aralık 1919… Yer Ankara… Mustafa Kemal başkanlığındaki Temsil Heyeti Sivas Kongresi’nin ardından Ankara’ya geliyor ve onlara küçük bir karşılama töreni düzenleniyor. Törende 17 yaşındaki

100. Ölüm Yıldönümünde Tevfik Fikret’e saygıyla…

 

Tarih 27 Aralık 1919… Yer Ankara…

Mustafa Kemal başkanlığındaki Temsil Heyeti Sivas Kongresi’nin ardından Ankara’ya geliyor ve onlara küçük bir karşılama töreni düzenleniyor. Törende 17 yaşındaki bir lise öğrencisi Mustafa Kemal’e bir şiir okuyor. Şiirin adı Ferdâ…

“Ferdâ senin; senin bu teceddüd, bu inkılab…

Her şey senin değil mi ki zaten?.. Sen ey şebâb! (gençlik)

….

Gençler, bütün ümmid-i vatan şimdi sizdedir.

Her şey sizin, vatan da sizin, her şeref sizin!”

Mustafa Kemal Paşa çok şaşırıyor. Çünkü bu şiir Tevfik Fikret’in en sevdiği şiiri. Gençliğe seslenen, gençliğin yarınların güvencesi olduğunu gösteren bir şiir. Bir Tevfik Fikret hayranı olan Mustafa Kemal bu sürprize hem şaşırıyor hem de çok seviniyor. Şiiri okuyan genci yanına çağırıyor. Adını soruyor, sonra şöyle diyor:

“Herhalde bilirsin, ferdâ ‘yarın’ demektir. ‘Yarınlar’ demektir. Ve yarınlar elbette bizimdir ve mutlaka bizim olacaktır. Ben de zaten bu inançla Ankara’ya geldim. Yarınlar için. Yarınların bizim olması için!”

Mustafa Kemal’in bu karşılamadan etkilenmesi doğal, çünkü Tevfik Fikret onun fikir hayatını çok etkilemiş, önemli bir şair. 1915’de vefat eden şairi hiç görmemiş, tanışmamış olmasına rağmen onun bütün şiirlerini okuduğu gibi çoğunu ezbere biliyor. Hatta ondan etkilenerek bir dönem şiir yazmaya merak salıyor.

Atatürk’ün düşünce hayatını etkileyen çok önemli üç insan var. Bunlardan biri Namık Kemal (1840-1888), bir diğeri Tevfik Fikret (1867-1915), üçüncüsü ise Ziya Gökalp (1876-1924)’dir. Atatürk’ün, yazdıkları şiirlerden ve düşüncelerinden çok etkilendiği Namık Kemal ve Tevfik Fikret ile tanışma fırsatı olmamış, derin bir saygı beslediği Ziya Gökalp ile ise birlikte çalışma olanağı bulmuştur. Kaderin cilvesine bakın ki bu üç değerli insan da 48 yaşında hayata veda etti.

Tevfik Fikret 1915’de vefat ettiğinde ardında çok önemli eserler, şiirler ve fikirler bıraktı. Bir bilim dergisi olarak yayın hayatına başlayan Servet-i Fünun dergisinin başına geçtikten sonra onu bir edebiyat dergisi ve Edebiyat-ı Cedide akımının merkezi haline getirmesi, öğrencilik yaptığı Galatasaray Lisesi’nde müdürlük yaptığı dönem, Robert Kolej ve Darülfünun’da verdiği dersler, hem II. Abdülhamid hem de sonrasında İttihat ve Terakki döneminin anti demokratik uygulamalarına karşı takındığı tutum, Aşiyan’daki evinde verdiği eserler onu daha yaşadığı zamanda etkili, önemli bir aydın haline getirmişti.

Atatürk’ün de birçok ortamda ona olan hayranlığını dile getirdiğini biliyoruz. Örneğin bir keresinde şöyle diyor:

“Ben Fikret’e yetişemedim. Onun sohbetinden istifade edemedim. Bunun için kendimi bedbaht sayarım. Ama bütün eserlerini okudum. Birçoğu da ezberimdedir. O, hem büyük bir şair, hem de büyük bir insandı…” demiştir.

Bugün müze olarak hizmet veren Tevfik Fikret’in evi Aşiyan’da ölümünden sonra anma törenleri düzenleniyor. Bunlardan ilk ikisine Mustafa Kemal de katılıyor. Bir ziyaretinde bunun sebebini soran yakınlarına şöyle diyor:

“Ben inkılâp ruhunu ondan aldım. Ziyaret edeceğim yerlerin başında elbette Aşiyan gelir!” diyor.

Şairle ilgili ziyaret ettiği diğer yer de Galatasaray Lisesi’dir. Galatasaray Lisesi’ni üç defa ziyaret eder ve bu ziyaretlerinin temel sebebi orada müdürlük yapan Tevfik Fikret’tir. İlk ziyaretinde onun müdür odasına gider. “Bu onun koltuğu mu?” diye sorar. “Evet” der, okul müdürü, “buyurun, oturunuz efendim”. “Hayır” der Atatürk, Tevfik Fikret’in koltuğuna oturmaz ve masanın önündeki koltuklardan birine geçer. Sonra da, şairle ilgili her eşyanın titizlikle korunması talimatını verir.

Her fırsatta şairi öven, onun yurtseverliğine vurgu yapan, şiirlerinden dizeler okuyan Atatürk, bir ortamda yanındakilere sorar:

“Bu yurdun ve ulusun uygar dünya ulusları arasında ün ve onurla yaşayabilmesi için gereken her şeyi düşünen, yazan ve bu uğurda yaşamını feda eden şair kimdir?”

Gençlerden doğru ismi alamayınca yanıtı kendisi verir:

“Fikret be çocuklar!.. Fikret be çocuklar!.. O bizden çok daha ilerisini gören bir insandı. Ancak onu iyi tanıyanlar ve tanıyacak olanlar, benim bugün yapmak istediklerimi kavrayabilirler.!..”

Atatürk, sohbetlerinde olduğu gibi söylevlerinde de Tevfik Fikret’ten alıntılar yapmıştır. Örneğin öğretmenlere seslenirken söylediği ve hepimizin bildiği bir sözü vardır: “Cumhuriyet sizden ‘fikri hür, irfanı hür, vicdanı hür’ nesiller ister.” Bu cümledeki tanımlama Tevfik Fikret’in bir şiirinden alıntıdır, bu da şairin Atatürk’teki etkisinin ne kadar büyük olduğunu göstermektedir. O şiir şöyle:

“Kimseden fayda ummam, dilenmem kol kanat

Kendi boşluk ve gök kubbemde uçar giderim.

Eğilmek, esaret zincirinden ağırdır boynuma;

Fikri hür, irfanı hür, vicdanı hür bir şairim.”

Yaşadığı dönemi olduğu kadar sonraki nesilleri de etkileyen, hem şairliği hem eğitmenliği hem yöneticiliğiyle hem de ülkesi ve toplumu için ürettiği fikirlerle önemli bir yere sahip olan Tevfik Fikret’i ölümünün yüzüncü yılında saygıyla anıyorum.

 

 

*”Tevfik Fikret ve Haluk Gerçeği”, Orhan Karaveli, Doğan Kitap

*”Tevfik Fikret, Hayatı ve Toplu Şiirleri”, Kırmızı Yayınları