Manisa ovasında çiftçilerin alışık olduğu o görüntü görülmeye değerdi. Hemen çektim… Hatta yazımın altında fotoğraf ve görüntüleri de görebileceksiniz. Çiftçi amcamız traktörüyle tarlasını sürerken arkasında onlarca martı uçuşuyor. Toprağın dibinden çıkan solucanları tek tek topluyorlar. Genellikle denizde, sulak alanlarda seslerine alıştığımız martıların bu muhteşem görüntüsü Manisa ovasının ne kadar bereketli olduğunu gösteriyor değil mi… Bu ova tarih boyunca ne medeniyetleri doyurmuş. Ne devletleri devlet, ne milletleri millet yapmış.
Bereket fışkırıyor adeta...
Bu şehrin zenginliği de ovadan geliyor. Manisa’yı Manisa yapan ovadır. Bir döngü var ovada. Asırlardır devam eden bir döngü. Hani bir söz var ya; ‘Hayatın rengini al geriye ne kalır?’ Manisa’nın rengi de ovası. Ovayı al geriye ne kalır?
Sözü nereye mi getireceğim? Aslında sadece ovayı anlatsam yeter de artar bile. Ama endişelerim var. En değerli varlığımız olan ova elimizden giderse endişesi. Büyüme, gelişme hırsı öyle iştahlı ki hakikaten endişelenmemek, korkmamak elde değil.  
Bu iştah ovayı da yutar mı?
Manisa inanılmaz bir hızla büyüyor. Kontrolsüz, freni patlamış kamyon gibi ilerliyor girişimci müteahhitlerimiz! İnşaatlar Muradiye’yi aştı, ovaya dayandı.
Bu tehlikeyi Ankara da görmüş ki, bir süre önce Tarım Bakanlığı tarafından Manisa Ovası sit alanı olarak ilan edilmişti. “Büyük Ova Projesi" kapsamında, Manisa, Akhisar ve Kırkağaç ovaları koruma altına alındı. Hatta tarım arazilerinin korunması amacıyla 49 ildeki 141 ova koruma alanı olarak ilan edildi. Bu son derece olumlu…
Ancak şöyle bir detay var!
“Alternatif alan bulunmaması, kurul veya kurullarca uygun görüş bildirilmesi şartıyla; tarımsal amaçlı yapılar, Bakanlık ve talebin ilgili olduğu Bakanlıkça ortaklaşa kamu yararı kararı alınmış faaliyetler için tarım dışı kullanımlara Bakanlıkça izin verilebilir.”
İşte korkulması gereken de bu. Bu esneklik her türlü değişikliğe gebe… Manisa ovası açısından bu bir tehdit unsurudur.
Ne yapılmalı?
Aslında yapılıyor. Gidişat olumlu. Manisa’nın yeni imar planları hazırlanıyor. Manisa’nın önümüzdeki 50 yılını şekillendirecek olan planlarda tarım alanları korunacağını biliyorum. Öyle deniyor. Tersini düşünmek bile istemiyorum. Ancak ovayı bu tehditten tamamen kurtaracak tek çarenin ovayı koruma altına almak olmadığını da biliyorum. Çünkü nüfus artıyor. Buna karşı koymak yerine alternatif yerleşim alanları açılması gerekiyor. Yeni imar planlarında bu yapılıyordur umarım. Eğer siz yeni inşaat alanları göstermezseniz, yeni sahalar açmazsanız ova yavaş yavaş dolar. Gecekondularla tek tek türer. Ki türediler de…
Kuşlubahçe’ye her baktığımda içim cız ediyor. Alfemo diye bir mağaza var. Yanında ise lahana tarlası… Ne garip değil mi? Orası bir zamanlar ovaydı. Ki hala öyle… Hala lahananın, marulun en kralını yetiştiriyorlar. Ama artık koca koca mağazaların, otellerin arasında…
Ova yok olursa, küçülürse Manisa biter. Tarım biterse zaten ülke biter. Bu ülkenin ovaları korunsun, yaşasın. Manisa ovasında traktör sesleri hiç susmasın. Martı sesleri susmasın. Ova yaşasın ki insanlar da yaşasın…
Ova olmazsa ne yaparız?