Bir yakınım hastalanınca konuya vakıf oldum. Bu da benim eksiğim. Keşke mesleğim gereği bu sıkıntıyı bizzat yaşamadan farkedip dile getirseydim. Daha anlamlı olurdu. 
Endokrinoloji hastalarının gözü, kulağı, dili olamadığım için özür dilerim. Ama görevini eksik yapmış bir gazeteci olarak herhalde tek özür borçlu olan ben değilim. 
Önce durumu bir anlatayım. Eminim sıkıntıyı yaşayanlar ‘nihayet biri bunu dile getirdi’ diyordur. Çünkü çok arka planda kalmış, kamuoyunun dikkatinden uzak ama ciddi bir sıkıntı. 
Endokrinoloji Ve Metabolizma Hastalıkları... 
Manisa’da endokrinoloji polikliniğine gitmeniz gerekirse vay halinize! Doktor yok çünkü. Var da sadece Manisa CBÜ Hafsa Sultan Hastanesi’nde. Bir iki özel hastanede de vardır belki. 
Devlet hastanelerinde yok! 
E herkesin parası da yok. 
Paranız yoksa tek çareniz var. MCBÜ Hafsa Sultan Hastanesi. Oraya da tüm çaresiz hastalar yığıldığı için sabah 5’te sıra almanız lazım. Tabi 5’te bile gitseniz sıra garantisi yok. Çünkü 4’te gelenler var! Sıra çilesi gece başlıyor. CBÜ’deki doktorların Allah yardımcısı olsun. Koridorlar bile tıklım tıklım. Manisa’nın yükünü çekiyorlar. 
Ama nereye kadar? 
Konuya vakıf oldukça sorunun derinliğine şahit oldum. Hastamız kalsiyum eksikliğine bağlı kasılmalar yaşarken acil servise gelir. Acil servis, o gece hastayı serum ve benzeri takviyelerle hayatta tutar ama diğer gün detaylı tedavi için ilgili servise yönlendirir. 
Endokrinolojiye... 
İşte çaresizlik orada başlıyor. 
Yok! 
Var da bir tane. Ve o hengamede hasta nasıl sıra bulacak? 
Endokrin iç salgı bezlerinin oluşturduğu bir sistem. İç salgı bezleri hormon sentez ve salgısı yapan organlar. 
Çağımızda hormonal dengesi bozulmayan ne kaldı? Hormonal sıkıntılar eskisinden çok daha yaygın. Hasta sayısının fazlalığı bundan. 
Peki ne yapmalı? 
Değerli devlet büyüklerimiz, milletvekillerimiz, daire müdürlerimiz.  
Sorunun cevabı sizde... 
Sağlık Müdürlüğü’nün hastalar için adeta işkenceye dönüşen bu sıkıntıyı çözmek için herhalde bir planı ve hazırlığı vardır. 
Hatta sadece bu bölüm değil, hasta yığılmalarının yaşandığı diğer bölümler için de acilen doktor ihtiyacı olduğu aşikar.
Şimdi sorsanız bir sürü bürokratik gerekçe sıralanır. Belki de haklı gerekçelerdir. 
Bir yanda Manisa'nın doğusuna ve batısına yapılmış iki dev hastane. Bir yanda uçak, helikopter ambulanslar hayat kurtarıyor.
Ama aynı Manisa'da kafayı yedirten tezatlar.  
Bu başıboşluk niye?  
Yıl 2018. 
Manisa’da bazı bölümler için hastalar geceden sıraya girmek zorunda. Başka çareleri yok. Bunca sağlık yatırımının yapıldığı Manisa için büyük bir tezat, hatta utançtır. 
Manisa’da hastalar endokrinoloji başta olmak üzere bazı branş doktorları olmadığı için 90’lı yılları yaşıyorsa, yani varlık içinde yokluk varsa, faturası bunu yaşatanlaradır...
Halk arasına katılmayı ‘çay, kahve içmekten’ ibaret görüyorsak çok büyük yanılgı içindeyiz. Hastaların, işçilerin, işsizlerin, memurların, esnafın, çiftçinin, köylünün, kısacası toplumun her kesiminin arasına girip sorun dinlemek ve mümkünse çözmek zor olanı, farkındayım.
Nabız ölçmek hele...
Kolay olanı daha cazip. 
Taş üstüne taş koymak yorucu. Bir başka deyişle ‘Her şeyi Ankara’dan bekleme’nin verdiği inanılmaz rahatlık!