Son günlerde et fiyatları üzerinde çok konuşulur olduk.
Hayvancılık çok önemli.
Protein başta çocuklarımız olmak üzere hepimiz için beslenmede olmazsa olmaz bir gıdamız.
Yerel yönetimler bu konuda projelere imza atmalı.
Büyükşehir belediyesi arazi kullanım planı hazırlamalı.
1-yerlesime açılacak yerler
2-Sanayi bölgeleri
3-orman arazileri,
4-Tarım arazileri
5-çayır mera alanları net ve kesin olarak 50 yıl için planlanmalı
Her konuyu yerel yeterlilik için tüm paydaşlarla birlikte düşünmeli.
Hayvancılık ve kırmızı Et için yerel yeterlilik üzerinde biraz duralım.
Manisa'mız için düşünelim; Manisa il nüfusu 1 milyon 450 bin.
Kişi günlük ağırlığının her kg için minimum 1 gr et tüketmek zorunda.
70 kg insan 70 gr/100 gr/gün et tüketmeli.
Yıllık 25-30 kg kırmızı et /yıl diyebiliriz.
Manisa'nın yıllık et ihtiyacı 30 kg×1450000=43 milyon 500 bin kg'dır.
Manisa da 800 bin koyun, 250 bin keçi ve 230 bin civarında büyük baş hayvana sahibiz.
Et ihtiyacımızın %15 oranında küçük baş hayvan kesimi karşılıyor.
43 milyon 500 bin x 15/100= 6 milyon 525 bin kilogramını küçükbaş karşılayabilir.
Geriye kalan 36 milyon 975 bin kg et, büyük baş hayvan kesiminden karşılanıyor.
Bu ne kadar canlı hayvana karşılık geliyor? Hesaplayalım.
Büyük baş hayvanda canlı kesim ağırlığını ortalama 500 alırsak.
%60 et- kemik yani karkastır.
500×60/100=300 kg et-kemiktir.
75 kg yaklaşık kemiktir.
Geriye 225 kg et yağ kalır.
36 milyon 975 bin kg ete ihtiyacımız vardı.
Şimdi bu eti ne kadar canlı hayvandan elde edebiliriz, hesaplayalım.
36 milyon 975 bin÷225=164 334 adet canlı, 500 kg ağırlığında erkek ve yaşlı sakat dişi büyük başa ihtiyacımız var demektir.
230 bin varlıkla bunu elde edemediğimiz için her yıl canlı ve kesilmiş dondurulmuş et ithal ediyoruz.
Ne olmalı?
164-165 bin yıl kesim ağırlığında büyük baş doğumunu yapacak inek envanterine sahip olmalıyız ki bunu gerçekleştirebilelim.
9.5 ay gebelik.
1.5 yıl besi dönemini göz önünde bulundurursak…
Kabaca 350 bin doğurgan büyük başa sahip olmamız gerekir.
Bu büyüklükte süt ineğine sahip olduğumuzda;
Et, süt, peynir konusunda, kendine yeter bir il oluruz.
Bu yüzden çayır meralar korunmalı.
Hayvanların yem ihtiyacı için, 1 büyük baş için 2 dekar araziden 750 bin dekar arazi kuru yem ve silaj için planlanmalı.
Bitkisel üretim, hayvansal üretim entegrasyonu, yeni bitkisel ürün deseni kurtulmalı.
Kuramadığımız için samanı bile ithal eder olduk.
Etin ithal ederek ucuzlatılamayacağını yaşayarak görüyoruz.
Yerel üretimle, verimlilikte ucuzlayacağı net.
Ama ithalat yandaş için cazip. Bu yüzden karbon salınımı artıyor, yeni iş kolları ve meslekler gelişmiyor.
Katma değeri yüksek et ve süt ürünleri üretimi gelişmiyor.
Arazi kullanım planı yapılırsa Manisa toprakları daha verimli olarak kullanılmaya başlanır ve tarım ürünlerinin arzını stoklanmasını, alım-satımını yönetecek çağdaş piyasa mekanizmaları kurulursa kendine yeterliğin hazzını yaşarız diyorum.
Yetkin kurumlardan, fark yaratacak genç beyinlerden bu konuda yeni çalışmalar yapılmalı.