MANİSA’NIN ANKARA’DAKİ DAYISI Manisa'nın Ankara'daki etkinliği, gücü hafifliyor. Bu hangimizi ne kadar ilgilendiriyor tartışılır. Çünkü Manisa'da yaşayan, siyasetle bürokrasiyle çok ilgilenmeyen bir vatandaş için hiç de önemli bir ayrıntı değil bu. Vatan

MANİSA’NIN ANKARA’DAKİ DAYISI

Manisa'nın Ankara'daki etkinliği, gücü hafifliyor. Bu hangimizi ne kadar ilgilendiriyor tartışılır. Çünkü Manisa'da yaşayan, siyasetle bürokrasiyle çok ilgilenmeyen bir vatandaş için hiç de önemli bir ayrıntı değil bu. Vatandaş, yaşadığı şehre hizmetlerin nasıl geldiğini, hangi onaylardan geçtiğini, hangi imzanın ne kadar önemli olduğunu bilemez. Bilmemesi de doğal. Çöp bertaraf tesisine çıkacak olan kredi onayını Alaybey mahallesinde oturan vatandaş İbrahim niye takip etsin? Veya Turgutlu-Manisa arasında duble yol yapılacaksa ve bunun için Bakanlığı birilerinin araması gerekiyorsa bununla Güzelyurt mahallesindeki sade bir vatandaş ilgilenmez. Vatandaş hizmet var mı yok mu ona bakar. Yol, okul, hastane ve diğer hizmetler geliyor mu gelmiyor mu? Vatandaş bununla ilgilenir. Oysa rutin hizmetler de dahil bir çok dev proje Ankara'daki siyaset-bürokrasi karışımı bir süzgeçten geçiyor. Bu süzgeç eğer Manisalı siyasetçilerin kontrolündeyse sorun çıkmıyor. Manisa istediği hizmeti alıyor. Değilse yıllarca bekliyor. Bununla ilgili sayısız örnek var. 
Bu şehri yönetenler açısından söylüyorum; Ankara'da sağlam bir lobiniz varsa, orada kapısını çalabileceğiniz Manisalı siyasetçi veya bürokratlar varsa sorun yok. İstediğinizi alır dönersiniz.

Ama ya yoksa!

Galiba korktuğumuz başımıza gelecek. Çünkü böyle süreç bizi bekliyor…
Sayalım isterseniz; Bülent Arınç: Başbakan Yardımcısı ve Devlet Bakanı. 2015'te olmayacak. 
Hüseyin Tanrıverdi: Ak Parti Genel Başkan Yardımcısıydı. Şuan MKYK üyesi. Ankara'da çok etkin. Ancak o da 2015'te 3.dönemi olması nedeniyle olmayacak. 
Bülent Koşmaz: TOBB yönetimindeydi, başkan yardımcısıydı ve o da son derece etkindi. Bu dönem yönetime girmedi veya buna engel olundu. Yazık oldu. Bir Manisalı daha böylece koltuğunu kaybetti. Tabi Manisa da... 
Mustafa Enöz MHP'de Devlet Bahçeli'nin beyin takımındaydı, yakınındaydı. O da Manisa’sına döndü, kabuğuna çekildi. MHP genel Merkeziyle irtibatı sürüyor ancak eskisi gibi asla değil. 
Bir zamanlarin Maliye Bakanı Sümer Oral artık 2.baharını yaşıyor, Manisa'dan bihaber! Bir zamanlar Türkiye'yi yöneten önemli isimlerden olan Ekrem Pakdemirli emekliliğin keyfini yaşıyor Manisa'dan uzakta. Oda bir döneme damgasını vurmuştu. 

Çevre Bakanı Rıza Akçalı siyasetten iyice uzaklaştı.
Askeri mevkilerin ne tepesindeydi Turgutlulu Hilmi Özkök Paşa. O da artık emekli. 
Türkiye Ziraat Odaları Merkez Birliği yönetiminde ağırlığı olan Manisa Ziraat Odası Başkanı Nuri Sorman'ın yeniden aday olacağını sanmıyorum. Tarımın zirvesindeki Manisa'nın Ankara'da temsilcisi olmayacak.  

Unuttuğum önemli isimler olabilir. Örnekleri çoğaltabiliriz. İşin özünü şöyle bir örnekle açıklayayım;   
Bundan bir kaç yıl önce TOBB Başkanı Rıfat Hisarcıklıoğlu Manisa'ya gelmişti. Uzun bir konuşma yapan Hisarcıklıoğlu şunu söylemişti: Askerin başında Manisalı, (Hilmi Özkök) meclisin başında Manisalı(Bülent Arınç) daha ne istiyorsunuz demiş ve espriyi patlatmıştı; Türkiye’yi Manisalılar yönetiyor! 
Ankara'da her dönem önemli mevkilerde önemli isimler yer aldı. Bir çok Manisalı isim kayboldu, oluyor, olacak gibi… Aslında vatandaş bununla da ilgilenmiyor. Hatta şu  yazdığım yazı da birçoğuna saçma geliyordur. Ancak şu gerçeği birçoğumuz kabul ediyordur herhalde; Ankara’da bir dayımız olmalı. Eğer bu mantığı bir şehir için yürüteceksek buna lobi diyebiliriz. Bu oyun kuralına göre oynanıyorsa ki öyle, Manisa’nın Ankara’da mutlaka bir dayısı olmalı. Bu şehrin geleceği için o kadar önemli bir detay ki! Olmadığında olmuyor birçok iş çünkü…    

Ha bir de siyasetçi profilimizle ilgili ciddi sıkıntılar var. Galiba kalite düşüyor. Haksızlık etmiyorumdur umarım!