Serhat Baydar.
Daha 40'lı yaşlarda. Eşi ile birlikte farklı bir hafta sonu geçirmek için çıktığı evine bir daha dönemedi.
Oysa çok sıradan bir istekti bu.
Bisiklete binmek!
Binlerce insan gibi o da sadece biraz stres atmak biraz da keyifle bisikletin pedalına basmak için yola çıkmıştı.
Yanında hayat arkadaşı vardı. İki çocuğunun annesi.
Manisa'da bundan daha doğal ne olabilirdi? Ne yapabilirdi başka? Deniz yok ki şöyle bir sahilde oturup bir şeyler içsin.
Geniş caddeleri yok ki söyle alış verişe çıkıp gezsin.
Sıradan bir şeydi bisiklete binmek...
Çünkü Manisa bir Londra, bir Barcelona değil. Hatta yüzlerce kilometre bisiklet yolu olan Konya da değil.
Bisiklet yolu yapılalı daha 1 yıl oldu. O da ne kadar kullanışlı tartışılır.
Bu şehirde bisiklete binmek ölüm tehlikesi demektir.
Serhat Baydar bu kahreden sonu yaşadı. Hayat arkadaşı ile birlikte çıktığı bu sıradan gezide hayatını kaybetti.
Öldü!
Daha 2 gün önce hayattaydı. Bir acı frenle herşey karardı.
Bu kadar basit. Ama değil, olmamalı!
Bisiklete binen insan sayısının hızla arttığı şehirde daha kaç insan ölecek?
Serhat kardeşimin yaşamına mal olan bu feci kaza ben ve benim gibi bisiklet kullanan herkesin korktuğu bir son!
Haberi yazarken zorlandım. Bisikletin yamulmuş tekerleğine bakarken kendi bisikletim gözümün önüne geldi. Biz de turlarda çeşitli kazalar atlattık.
Ama Serhat Baydar o kadar şanslı değildi. Ona çarpan minibüsün sürücüsü biraz yavaş, biraz kontrollü gitse, o bisikletin üzerinde birer can olduğunu hesaplamış olsaydı keşke.
Keşke kurallar katı bir şekilde uygulansaydı. Keşke trafik kazalarını önlemek, kanı durdurmak için herkes görevini yapsaydı.
Keşke o minibüsün hız yapmasını engelleyecek denetim mekanizması çalışsaydı.
Keşke Muradiye yolunun virajlarındaki eğim hesaplaması daha sağlıklı yapılsaydı.
Keşke Manisa'yı boydan boya saran güvenli, geniş bisiklet yolları olsaydı.
Olsaydı keşke...
Şimdi, bu gece Serhat evinde çocuklarıyla oynuyor, odanın içinde onlarla koşturuyor olacaktı.
Serhat hayata veda etti sürücü ise cezaevinde...
Trafiğin bu kadar can aldığı, bu kadar can yaktığı başka ülke var mıdır?
Bu kadar kuralın yazılı olduğu ama bu kadar ihlal edildiği başka bir memleket var mıdır?
Yazılacak ne kaldı bilmiyorum.
Kelimeler de bitti harfler de...
"Keşke" dediğim kaçıncı yazı bu!
Ölüme pedal çevirmek!
Neden, nasıl?
Of offff...