Eskiden Manisa Esnaf ve Sanatkarlar Kredi ve Kefalet Kooperatifi’nin seçimleri prosedür gereği yapılırdı.  Çünkü Recep Çınar’ın karşısına kimse aday olarak çıkamazdı. Bu söz konusu bile olamazdı. 

Aslında dışardan bakıldığında çok antidemokratik gibi gelebilir bu durum. Ama gerçek öyle değil. Yani Recep Çınar hiç kimseye sen aday olamazsın demedi. Kimseye engel de olmadı. Buna gerek duymadı. Kooperatif genel olarak iyi yönetildi, şartlara uyan hemen herkesin kredi ihtiyacı karşılandı. Hal böyle olunca MESKOP Türkiye’nin en başarılı 3’ncü kooperatifi konumuna ulaştı. Bu zaman zaman dile getirildi. 

Memnun olan üye sayısının çokluğunun herkes farkındaydı. O yüzden Çınar’a yıllar içinde bir iki istisna dışında rakip çıkmadı. Yeltenenler de son anda vazgeçti. Çünkü Recep Çınar karşısında kazanmak gerçekten çok zordu. 

Tabi yıllar geçti, neredeyse 40 yıl…  

Recep Çınar, görevi Destan Bulgay’a devretme kararı aldı. Yönetimindeki diğer isimler buna pek razı gelmese de yönetim kendi arasında yaptığı oylamada Destan Bulgay’ı başkan seçti. Aslında Bulgay, yine seçilerek başkanlık koltuğuna oturmuştu. Bu arada yönetim içinde iki kez Bulgay’a darbe girişimi oldu. 

Recep Çınar döneminde oluşturulan yönetimde ciddi sıkıntılar yaşanıyordu. Destan Bulgay kabul görmediği gibi Recep Çınar’la uzun yıllar görev yapan yönetim kurulu üyeleri bir bir ayrılıp Salih Karaağaç tarafına geçiyordu.  

Son anda küsenler, sözünden dönenler, satanlar, alanlar derken dün kongrede adaylar çıktı meydana. Fakat binlerce insan el kaldır indir yöntemiyle nasıl oy verecekti? En güzeli sandıktı. Öyle de oldu. 

Demokrasinin vazgeçilmez unsurudur istediğini seçebilmek. Gizli oy kullanma özgürlüğü çok çok değerli. Herkes oyunu istediğine verirken hiçbir korku ve baskı yaşamadan, gönlünden geçeni yapabildi.  

Dün Fuar Merkezi’nde yapılan kongreye kadar taraflar adeta bir siyasetçi gibi çalışmıştı. Sandık kurulması kararını Destan Bulgay konuşması esnasında duyurdu. Bu kararı Salih Karaağaç ve ekibi de alkışladı. Ve seçimler Destan Bulgay’ın başkanlığı kazanması ile noktalandı.

Şimdi yazımızın asıl kısmına gelelim….

İnanın seçimleri kimin kazandığı benim açımdan hiç fark etmiyor. İki değerli isimden kim kazansa tek tavsiyem şuydu; Herkese eşit bir şekilde kredileri dağıtın, adil olun, siyasi davranmayın…   

Genel kurulda en çok hoşuma giden şey başkanın maaşının belirlendiği bölümdü. Çünkü ve ilk kez üyeler başkanın maaşını belirleme noktasında bu kadar aktif ve etkin rol aldı. Bu çok görülmemiş ve çok kıymetli bir ayrıntı. 

MESKOP ortaklarının yönetime müdahil olup, “Başkana şu kadar maaş verilsin” diyebilmesi ne güzel bir şey.   
Normal şartlarda kooperatif başkanına 120 bin TL maaş verilmesi maddesi oylanacaktı.  Ancak salondan haklı itirazlar yükseldi. Bazı ortaklar, alınan maaşların milletvekilleri maaşlarından fazla olduğunu belirterek tepki gösterince madde iptal edildi. Daha sonra iki başkan adayı 75 bin lira olması yönünde anlaştı. Ancak buna da itiraz geldi. Bu sırada Ramazan Zonguldak isimli bir ortak tarafından divana 60 bin TL olması yönünde önerge geldi. Ve önerge oy çokluğuyla kabul edildi. Salon, yani ortaklar adeta kontrolü ele almış, genel kurulu istediği gibi yönetiyordu. Ve çoğunluk ne derse o oldu. 

Kongreyi falan boş verin… Dün üyeler, kendilerini yönetecek olan başkanın maaşını kabul etmedi, kendi uygun gördükleri maaşı belirledi. 

Vay be!  Bundan daha önemli, daha değerli bir sonuç olabilir mi? 

MESKOP üyelerine şapka çıkartıyorum, onları alkışlıyorum…

Darısı; Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği, diğer tüm oda, kooperatif, sendika ve STK’ların başına…