Kafka’yı nasıl bilirsiniz? Üslubu gizemli, zor anlaşılır bir dili vardır… Depresif, yalnız, çekingendir… Asosyaldi, ufak tefek, ezik bir yapısı vardı, kadınlarla ilişkisi sorunluydu… Ölümünden sonra bütün yapıtlarının yok edilmesini vasiy
Kafka’yı nasıl bilirsiniz?
Üslubu gizemli, zor anlaşılır bir dili vardır…
Depresif, yalnız, çekingendir…
Asosyaldi, ufak tefek, ezik bir yapısı vardı, kadınlarla ilişkisi sorunluydu…
Ölümünden sonra bütün yapıtlarının yok edilmesini vasiyet etti…
Despot babası nedeniyle baskı içinde bir çocukluk geçirdi.
İş koşulları kötüydü…
Yahudi olduğu için çok sıkıntı çekti…
Ölümünden sonra tanındı…
Dönüşüm gibi son derece özgün bir esere imza attı…
Eğer Kafka okuyan çoğu insan gibi siz de böyle düşünüyorsanız, bu yargılarınızı gözden geçirmenize neden olacak bir kitap önereceğim.
Sel Yayıncılık tarafından 2010’da yayınlanan “Hayatınızı Mahvetmeden Önce Neden Kafka Okumalısınız?” Yazarı James Hawes, dilimize çeviren Suğra Öncü.
Yıllarını Kafka araştırmalarına veren James Haves, Kafka efsanesinin nasıl gerçeklerden uzak şeylerden oluşturulduğunu gözler önüne seriyor. Amacı Kafka’yı kötülemek değil, aksine bu önemli edebiyatçıyı efsanelerden arındırmak. Aslında kitabı okuyunca Kafka’yı tekrar okumak istiyorsunuz.
Bu ‘efsane’nin oluşumunda hem Kafka’nın kendisinin, hem de sonrasındaki biyografi yazarlarının etkisi olduğunu söylüyor James Hawes…
Örneğin, Kafka’nın hiç de içe kapanık, çekingen, depresif biri olmadığını, son derece sosyal, gece hayatına düşkün, babasıyla iyi anlaşan, hatta konforu için sırtını ailesine dayayan bir adam olduğunu birçok kanıta dayanarak anlatıyor.
Örneğin, biliriz ki, ölmeden önce bir vasiyet yazar Kafka ve arkadaşı Max Brod’u görevlendirerek yapıtlarının yok edilmesini ister. Hawes, iki tane olan vasiyetleri satır satır inceliyor ve bizi ilginç gerçeklerle yüzleştiriyor.
Bir Goethe hayranı olan Kafka’nın, Dönüşüm’deki, bir insanın böceğe dönüşmesinin, aslında Genç Werther’in Acıları romanından alıntıladığı bir fikir olduğunu anlatıyor.
İş koşullarının kötü olması, kadınlarla olan ilişkisi, depresif ruh dünyası gibi özelliklerinin hiç de bildiğimiz gibi olmadığını, ölümünden sonra değil yaşarken de tanınan bir yazar olduğunu, üslubunun gizemli olarak bilinmesinin de aslında neden kaynaklandığını çok çarpıcı bir şekilde anlatıyor.
Ve bunları Kafka’yı küçültmek için değil tam tersine yerli yerine, gerçekçi bir düzleme oturtmak için yapıyor.
Sadece Dönüşüm değil, Şato, Dava gibi romanlarını da titizlikle inceliyor ve sizde o eserleri tekrar okuma isteği uyandırıyor.
Üniversiteye başladığımda, kitap okuduğunu belli etmek isteyen her öğrencinin koltuğunun altında bir Kafka kitabı görürdüm. Kitaplarını okuduktan sonra bu gözlemime hayret ettim. Çünkü hepi topu birkaç romanını, üstelik kalın da değildi hiç biri, kısa sürede okumuştum ve o öğrenciler hala Kafka kitaplarını ellerinde taşıyorlardı!
Sonra anladım ki bu arkadaşların derdi edebiyat değil, Kafka ismi etrafında oluşturulan bir kimliği kendi bedenlerine giymeye çalışıyorlar. Ne kadar Kafkaesk olursak, o kadar önemseniriz gibi bir duygu içindeydiler. Eminim hala üniversite öğrencilerinin bir bölümünde bu eğilim vardır.
İşte hem Kafka, hem çevirmenler, hem de eleştirmenlerin oluşturduğu bu efsaneyi aralamak, Kafka’nın yaşadığı dünya ve siyasi ortamı gerçek haliyle tanıyarak, daha bilinçli bir Kafka okuması yapmak isteyenler, ‘hayatlarını mahvetmeden önce neden Kafka okumaları’ gerektiğini bu kitaptan öğrenebilirler.
*James Hawes, Hayatınızı Mahvetmeden Önce Neden Kafka Okumalısınız, Çeviren: Suğra Öncü, Sel Yayıncılık