Karaköy’de ekmek almak için girdiğim fırında sıranın bana gelmesini bekliyordum. Önümdeki vatandaş dört ekmek parası verip iki ekmek aldı. “Askıya iki tane atıver” dedi paranın üstüne alırken. Tezgahtar duvarda asılı olan panoya çarpı işaret attı. İk
Karaköy’de ekmek almak için girdiğim fırında sıranın bana gelmesini bekliyordum. Önümdeki vatandaş dört ekmek parası verip iki ekmek aldı. “Askıya iki tane atıver” dedi paranın üstüne alırken. Tezgahtar duvarda asılı olan panoya çarpı işaret attı. İki ekmek anlamına gelen bir işaretti bu. Olanları izlerken yaptığımız haberler geldi aklıma. “Askıda ekmek” adı verilen, insanlığımızı bize hatırlatan o güzel uygulamaydı şahit olduğum. Haberi yaparken çok da farkına varamıyoruz. Aklımız manşette çünkü. Ama birebir yaşamak hakikaten farklı. “Bir ekmek alacaktım ama üç olsun” dedim. Tezgahtar bir çarpı daha attı panoya.
Bunlar güzel hareketler. Bugünlerde insanlığımızı hatırlatacak malzeme arıyorum. Umudum sürsün istiyorum. İnsanlık hala ölmedi, insanlık bitmedi dedirtecek bir şeyler. İşte tam da öyle bir örnek seriliverdi önümüze… İyi insanlar durmuyor. Çok şükür sayelerinde bir kez daha insanlık ölmedi…
Manisa'daki kadın giyim mağazalarından La Villa'nın işletmecisi Adalet Soykök ve çalışanlar tarafından ihtiyaç sahipleri için “Askıda Kaban” projesi başlatıldı. Manisa Büyük Beşiktaşlılar Derneği de kampanyaya katkı sağlamış. “İnsanlık ölmedi” dedirten Manisalı, Manisalılar… Helal olsun size…
Mutlu olmanın en güzel yolu insanları mutlu etmektir. Sayenizde bir kişi daha üşümeyecekse görev tamamdır.
İnsanlığı öldürenlere inat insanlık ölmedi, ölmesin.
İNSANI DÜZELTMEK!
En son okuduğum hikaye beni çok etkilemişti. Bazılarınız belki biliyordur. Yazımızın temasına uygun bir hikaye. Bugün de Pazar. Sizlerle paylaşmak istedim.
Adam, bir haftanın yorgunluğundan sonra pazar sabahı kalktığında bütün haftanın yorgunluğunu çıkarmak için eline gazetesini aldı ve bütün gün miskinlik yapıp evde oturacağını düşündü. Tam bunları düşünürken oğlu koşarak geldi ve sinemaya ne zaman gideceklerini sordu. Baba oğluna söz vermişti bu hafta sonu sinemaya götürecekti ama hiç dışarıya çıkmak istemediğinden bir bahane uydurması gerekiyordu.
Sonra gazetenin promosyon olarak dağıttığı dünya haritası gözüne ilişti. Önce dünya haritasını küçük parçalara ayırdı ve oğluna “eğer bu haritayı düzeltebilirsen seni sinemaya götüreceğim” dedi. “Oh be kurtuldum en iyi coğrafya profesörünü bile getirsen bu haritayı akşama kadar düzeltemez.”
Aradan on dakika geçtikten sonra oğlu babasının yanına koşarak geldi ve “baba haritayı düzelttim, artık sinemaya gidebiliriz” dedi. Adam önce inanamadı ve görmek istedi. Gördüğünde de hayretler içinde kaldı ve bunu nasıl yaptığını sordu.
Çocuk şöyle cevap verdi:
Bana verdiğin haritanın arkasında bir insan vardı.
İNSANI DÜZELTTİĞİM ZAMAN DÜNYA KENDİLİĞİNDEN DÜZELMİŞTİ.