Manisaspor’un tarihinde çok zor sezonlara şahit olduk. 3 lig ve 2.ligde geçen yıllar. Bazen şampiyon bazen düşmemeye oynayan bir takım.  Sonra Vestelli parlak yıllar ve ardından PTT 1.Lige geri dönüş. Bu kaçınılmaz son ve ağır borç yükü nedeniyle kimsenin yüzüne bakmadığı takım neredeyse ortada kalmıştı. Derken Abdullah Mergen dönemi başladı. Takım önce Spor Toto 2. Lig Kırmızı Grup’a düştü. Ve Manisaspor çok tartışmalı geçen bir sürecin içine girdi. Basın, kamuoyu ve taraftarların bir bölümünün ağır eleştirilerine maruz kalan Başkan Abdullah Mergen, ısrarla görevine devam etti. Manisaspor’un tarihinde görülmemiş bir eleştiri bombardıman başladı. Hemen hemen her gün Abdullah Mergen hakkında olumsuz haberlere, istifa çağrılarına şahit olduk. Mergen’in istifası için zaman zaman Manisaspor başkanlığına göz kırpan rakiplerin de girişimleri oldu. Ve yapılan onca tartışmaya rağmen takım ligin büyük bir bölümünü lider götürdü. Son maçlarda biraz rehavet olsa da Taner Taşkın ve öğrencileri yeniden toparlanıp son maça lider çıkmayı başardılar.
Dün, Tarzanlar şampiyonluk için yani son bir 90 dakika için sahadaydılar. Stada koşan Manisalılar ise büyük bir coşku içinde şehrin takımını bu şölende yalnız bırakmadı. Ancak şampiyonluk maçında bile stadın dolmaması düşündürücüydü. 15 bin kişilik statta en fazla 8-10 bin kişi vardı. Üstelik bilet fiyatları 2 TL olmasına rağmen! Şampiyonluk maçına bile gelmiyorsan hangi maça geleceksin? Tabi sadece gelmeyenleri suçlamak da doğru değil. Bu ilgisizliği körükleyen, tetikleyen nedenleri de bulmamız şart. Seyirci neden takımına topyekun sahip çıkmıyor?  Seyircinin stadı hınca hınç doldurması gerekirken ilginin beklenenden az olması parayla ilgili olamaz. Yani 2 TL için maça gelmemezlik yapılmaz. O zaman nedeni başka bir şey.
Ama ne? 
Bir yanda ilgisizlik diğer yanda şampiyonluk maçında seyircinin bir bölümünün “Mergen istifa” diye bağırması… Maçtan önce de futbolcular kendi başkanları aleyhine zehir zemberek bir bildirge yayınlıyor. Bu, futbol tarihinde görülmemiş bir durumdur. Maçı kaybetsek şampiyonluk son maçta gidecek. Bu risk ortadayken futbolcular HAKLI oldukları bir davada HAKSIZ pozisyona düştüler. Takım şampiyonluğa giderken bu bildiri büyük riskti. Maç bittikten sonra hesap görülmeliydi.
FUTBOL MAÇI BİTTİ SİYASİ MAÇ BAŞLADI
19 Mayıs Stadı’nda maç biter bitmez büyük bir coşku içinde şampiyonluğu kutlamak varken bir başka maç başladı. MHP, AK Parti, CHP mücadelesi görülmeye değerdi. Maç kıran kırana geçti. Herkes tribüne oynuyordu. Ama ortadaki en acı gerçek şuydu;  Şampiyonluğu bile ağız tadıyla kutlayamayan bölük pörçük bir Manisaspor camiası…   
Çook dersler çıkarmamız lazım çoook…
Manisaspor siyaset arenasına dönerse sadece bir gurubun ya da bir partinin takımı haline gelir. İşte o yüzden bileti 2 TL’ye de düşürseniz stat dolmaz.
Aklımızı başımıza toplayalım.
Büyükşehir, Şehzadeler ve Yunusemre belediye başkanları acilen bir araya gelip Manisasapor’u Süper Lig’e çıkarmanın planlamasını yapmalılar. Manisaspor kimsenin değil Manisa’nın takımıdır. Manisaspor’un geleceğini düşünüyorsak siyaseti bir kenara bırakmak en mantıklı olanıdır.  
Manisaspor Başkanı Abdullah Mergen, şampiyonluk maçında futbolcuların kazan kaldırdığı, seyircinin istifaya çağırdığı bir başkan olarak tarihe geçmişse, şapkasını önüne koyup, nerede veya nerelerde yanlış yaptım diye düşünmeli. 
Bu işin altından kalkmak için siyaseti bir kenara bırakmamız şart. Yoksa PTT 1 Lig’de bile çok kalamayız. Bunu görmemek için kör olmak lazım.
Sonuç itibariyle dün mutluyduk.
Her şeye, her sıkıntıya, krize ve parasızlığa rağmen Manisaspor şampiyon oldu. Gurur duyduk. Şampiyonlukta direkt ya da dolaylı emeği geçen herkese ama herkese sonsuz teşekkürler. Manisasporumuz artık ve yeniden PTT 1. Lig’de…
Süper Lig artık 1 yıl ötede…  Hadi hayırlısı…
TANER TAŞKIN GERÇEĞİ
Manisaspor’un böyle bir atmosferde şampiyon olması hiç şüphesiz bir başarı hikayesidir. Ama öyle biri var ki hikayenin tam anlamıyla kahramanı. Teknik Direktör Taner Taşkın’a bir parantez değil aslında sayfalar ayırmak lazım. Onu izlerken Galatasaray’ın UEFA Şampiyonluğuna uzanan öyküsünü hatırladım. O dönemde GS yönetimi maddi sıkıntılar çekiyordu. Para yoktu, takım borç batağındaydı. GS çok kötü yönetiliyordu. Ancak Fatih Terim’in hırsı ve becerisi sayesinde hem yönetim hem de kulüp alınan kupalar ve elde edilen tarihi başarılar sayesinde kurtulmuştu. İşte Taner Taşkın da bu yıl takımı şampiyonluğa götürürken sadece rakipleriyle değil onlarca problemle boğuştu. Taner Taşkın bir Manisalı olarak yetiştiği takıma ve bu şehre vefa borcunu fazlasıyla ödedi.
Aldığı, alacağı her kuruş sonuna kadar helal olsun.  Alamadıklarını ise helal etsin…