Savaşlar, çatışmalar, canlı bombalar ve intihar saldırıları. Toplu katliamlar sıradanlaştı. Maalesef ülkemiz de bu kanlı fotoğrafın bir parçası durumunda. Gün geçmiyor ki şehit haberi gelmesin.
İnsanı kahreden bu tablo toplum olarak psikolojimizi alt üst etmiş durumda. Çünkü “ölüm” hiç bu kadar yanı başımızda olmamıştı. Ankara ve İstanbul’daki canlı bomba saldırıları toplumsal bir çöküntüyle karşı karşıya bıraktı bizi. Kabalalığa giremez olduk. Şimdi şok endişeye dönüştü. Bir sonraki saldırı acaba olacak mı, ocaksa nerede diye düşünmeye başladık. Terör karşısında lanetlemekten, kınamaktan başka bir şey yapamıyoruz. Çünkü terör ne kadar önlem alınırsa alınsın bir şekilde o karanlık kanlı yüzünü göstermeyi başarıyor. Dünyanın her yerinde… Ama ülkemiz bu saldırıları püskürtecek dirayete sahip. Bir şekilde atlatıyoruz. Yaraları sarıyoruz. Bölünmüyoruz…
Bizi asıl yaralayan, asıl sinirlerimizi bozan masum insanların öldürülmesi. Cinayetler. Toplumsal infiale yol açan kadın ve çocuk cinayetlerini kaldıracak gücümüz kalmadı artık. Katlanamıyoruz… En son yaşanan Beratcan cinayeti sinirlerimizi de psikolojimizi de alt üst etti. Bir insan bir insanı nasıl öldürür?Hadi buna tamam da bir insan bir masum çocuğu nasıl öldürür? Nasıl kıyar? Düşündükçe aklımı kaybedecek gibi oluyorum. Bu nasıl bir caniliktir tanımlayamıyorum. Algılayamıyorum.
Ama acımı dindirecek, beni birazcık sakinleştirecek bir çare var.
İdam!..
Toplum da bunu istiyor. Hem de koro halinde… Herkes tek çare “idam” diyor.
Ve Beratcan’ı öldüren o insan görünümlü hayvan boynundan sallandırılmadığı sürece toplum bir “oh” çekemeyecek. Masum bir çocuğun hayatını hunharca sonlandırmanın karşılığı idamdır, ağırlaştırılmış müebbet değil. Suçu işleyen kişi karşılığının sadece hapis yatmak olduğunu bildiği için rahatlıkla cinayeti tasarlıyor ve uyguluyor. Ceza idam olsa bu kadar rahat davranamaz.
Toplumu asıl geren cinayetten ziyade o caninin hala nefes alıyor olmasıdır. Bunu anlamamız lazım. Bu yüzden çok samimi ve en iyimser en insancıl duygularla haykırıyorum;
İdam uygulaması tekrar Türk Ceza Kanunu’ndaki yerini almalı. Ve bunun sözünü veren parti ciddi bir destek bulabilir. Çünkü başka çare yok. Başka çare bırakmadılar.
Bu yüzden caniler için yaşasın idam!