19 Mayıs Atatürk’ün doğum günü... Nedense bu önemli ayrıntı her yıl ya gözlerden kaçıyor ya da gereken değer ve önem verilmiyor. 19 Mayıs Atatürk’ün hem insan olarak hem tarihsel kişilik olarak doğuşunun günüdür. Tam olarak doğum tarihi bili

 

19 Mayıs Atatürk’ün doğum günü...

Nedense bu önemli ayrıntı her yıl ya gözlerden kaçıyor ya da gereken değer ve önem verilmiyor.

19 Mayıs Atatürk’ün hem insan olarak hem tarihsel kişilik olarak doğuşunun günüdür.

Tam olarak doğum tarihi bilinmeyen Mustafa Kemal’in doğum günü, kendisine sorulduğunda “Neden 19 Mayıs olmasın?” sözleriyle resmileşmiş ve kesinleşmiştir.

Nitekim Nutuk “1919 senesinin Mayısının 19’uncu günü Samsun’a çıktım.” cümlesiyle başlar.

İlk olarak 1937’de Gençlik ve Spor Bayramı olarak, 12 Eylül darbesinden sonra da Atatürk’ü Anma ve Gençlik ve Spor Bayramı olarak kutlanan günün tarihsel önemini Atatürk o tarihsel sürecin içindeyken keşfetmiş ve kendisi Ulusal Kurtuluş Savaşımızın başlangıcını o “Büyük Söylevi” nde 19 Mayıs olarak belirlemiştir.

**

İyi ki doğdun Atam!

Yaptığın devrimler tüm gerçekliğiyle apaçık ortada dururken bu devrimlerin ruhunu anlamayan nesiller yetiştirmiş olsak da;

Aziz vatanımız, “coğrafya ülkelerin kaderini belirler” sözünü doğrularcasına bir yığın sorunla boğuşmak zorunda kalsa da;         

Sen başvuru şartını kaldırtıp davet üzerine Milletler Cemiyeti’ne üye olurken, biz 50 yıldır Avrupa Oteli’nin lobisinde bekletiliyor olsak da;

Modernliği teknolojiye esir olmak, demokrasiyi yalnızca oy kullanmaktan ibaret sanıyorsak da;

Sen parçalanmış ve “düveli muazzamanın” elinde kukla olmuş bir imparatorluktan bir Misakı Milli yaratırken; biz o sınırlar içinde her geçen gün birbirimize daha çok yabancılaşıyor, birbirimizi anlamak için hiçbir çaba göstermiyor, hatta dinlemiyor bile olsak da;

Sen on yılda on beş milyon genç yaratırken biz o gençleri, optik okuyuculara mahkum edip üretim değil tüketim çemberine itiyor, bir ev kirasına çalıştırarak yaşamadan yaşlandırıyor olsak da;

Senin demir ağlarla ördüğün ülkeyi, biz zihni bulanık, okumayan, sorgulamayan, düşünmeyen beyinlerle örüyor olsak da;

Sen yorgunluktan sulanan gözlerini mendille silerek okumaya devam edip binlerce kitabın içine girerek aydınlanmaya çalışır, cepheden cepheye koştururken bile kitap okurken; biz okumayı senin cephede okuduklarını dizi olarak izlemek, sadece rafların ön taraflarına sıralananları alıp tüketmek olarak anlıyor olsak da;

Sana ve yaptıklarına sahip çıkmayı, facebookta seni profil resmi yapmak, twitterda birkaç özlü sözü retweet etmekten ibaret sayıyorsak da;

Yazdığın Nutuk’u bile okumadan, karakterin, yaşamın ve başardıklarınla ilgili iki satır ahkam kesmeyi, görevimizi yaptığımızın kanıtı yanılgısına düşüyorsak da;

Bir yandan seni insanüstü bir varlıkmış gibi sunanlarla, diğer yandan değersizleştirmeye çalışanlar arasında doğruyu bulma konusunda bocalıyorsak da;

Neleri başardığını tam olarak bilemediğimiz için nelerin yok edildiğini kavrayamıyor olsak da;

Yani sözün özü Atam;

Başardığın büyük dönüşümün ve eşsiz devrimin sahipleri değil tüketenleri olarak yaşıyor olsak da;

İyi ki doğdun!

İyi ki doğdun Atam;

Çünkü tarih,

Yukarıda anlattıklarımı değil,

Seni yazacak!..