Gediz Nehri…
Son yıllarda o kadar telaffuz edildi ki bu; Gediz Nehri denince aklıma balık tutabilmek geliyor. Pek tutanı da görmedim. Ama her yıl ölen balık haberleri yaptık.
Balık tutabilme hayallerini süsleyen nehrin adıdır Gediz Nehri.
Ne vaatler verildi ne önlemler alındı ne cezalar kesildi. Ama olmadı. Kimse sözünde duramadı. Bir avuç sanayi kuruluşu, tesis veya her neyse… Gediz’e akıttılar yıllardır bütün zehirlerini.
Halbuki Manisa’nın eskileri anlatır hep... Gediz’le ilgili çoğunun anıları var. Balık tutmak, kayıkla gezmek… Kıyısında oturup piknik yapmak.
Manisa’nın en değerli doğal güzelliği nedir diye sorsalar kimsenin aklına Gediz gelmez. Oysa temiz olsaydı gelirdi.
Eskişehir denince aklınıza ne geliyor?
Porsuk…
Adana’dan geçen Seyhan’ın güzelliğini anlatmaya gerek var mı?
Amasya’nın ortasından geçen Yeşilırmak.
Dalyan’daydım geçen hafta. Ortaca’ya bağlı bu güzel yerleşim yeri, Dalyan Baoğazı’yla muhteşem bir doğa harikasına dönüşmüş.
Şanlıurfa’ya bağlı Halfeti’den geçen Fırat Nehri can katmış oraya.
Edirne’nin Meriç’i var.
Akyaya’da Azmak var.
Manavgat Nehri olmasa Manavgat’ın hali nice olurdu.
Dünya’da da benzer şehirler var. Kaderini nehirlerin değiştirdiği şehirler bunlar.
Oysa Manisa’nın Gediz’i şehrin en büyük sorunu haline gelmiş. Sadece Manisa’nın da değil. İçinden geçtiği illerin de adeta başına bela.
Bunun sorumlusu Gediz mi?
Elbette değil.
Onu kirleten insanlar ve temizlemeyi bir türlü beceremeyen yönetimler. Valiler, belediye başkanları, kaymakamlar, bakanlıklar…
Biliyor musunuz? Anadolu'dan Ege Denizi'ne dökülen Büyük Menderes Nehri'nden sonraki ikinci büyük akarsudur Gediz.
Gediz nehri Anadolu'dan Ege Denizine dökülen bir nehir. Kütahya’dan başlayan nehir, Uşak topraklarından Manisa'ya ve oradan Foça tepelerinden İzmir Körfezine dökülüyor. İlk kaynağından tertemiz çıkan su, döküldüğü yerde adeta zehir halinde denize karışıyor.
Yazık…
Ancak Gediz için halen umut ışığı var. An itibarıyla bile harekete geçebilsek Gediz birkaç ay içinde berrak bir suya kavuşabilir. Tertemiz olur. İnanın bu mümkün.
Ve geleceğe dair umut veren bir örnek var.
Muradiye OSB yönetimi çok önemli bir proje hazırladı. Teknik detaylarına girmeden şöyle özetleyeyim: Gediz Nehri’nin kıyısına kurulması planlanan “arıtma tesisi” hem fabrikaların atığını arıtacak hem de Gediz Nehri’nin suyunu. Proje bakanlıkta onay bekliyor.
Benim asıl üzerinde durmak istediğim detay şu: Uzun yıllardır Gediz kirleniyor, birçok fabrika veya tesise ağır cezalar kesildi. Ancak sorun çözülmedi. Gediz kirlenmeye devam ederken Muradiye OSB’nin projesi örnek olabilir. Çünkü söz konusu artıma tesisi eğer yapılırsa hem Muradiye OSB’nin hem de yeni yapılacak olan Uzunburun genişleme alanındaki fabrikaların arıtma işlemini üstlenecek. Böylece hem istihdam sağlanacak hem de çevre kirlenmeyecek. Hatta Gediz Nehri’nin de suyu temizlenmiş olacak.
Haliyle maliyetleri öne sürüp artıma yapmayan fabrikalara da örnek olacak. Eğer söylendiği gibi başarı sağlanırsa, sonuç alınırsa Muradiye OSB, çevreyi kirletmek bir yana çevreye fayda sağlayan belki de birkaç sanayi bölgesinden birine dönüşmüş olacak.
Umarım bakanlık projeyi onaylar. Sonuç, arıtma tesisi ya da işlemi yapmayan firmalar açısından bahaneleri ortadan kaldıran bir örnek olur.
Muradiye OSB yönetiminin önce hayal edip sonra projeye dönüştürdüğü, hatta kredisini onaylattığı arıtma tesisinin, bir an evvel yapılması için valilikten, büyükşehre, belediye başkanlarından siyasilere herkesin destek vermesi gerekir. Çünkü Gediz’in, çevrenin kirlenmesi sadece Muradiye OSB’nin sorunu değil şehrin tamamının sahiplenmesi gereken bir sorundur. Ve samimi çözüm arıyorsak işte buyurun, örnek bir adım atıldı. Onay geldikten sonra arıtma tesisinin yapımına başlanacak.
Bu proje çözüm yolunda, temiz bir Gediz için bir çıkış noktası… Umarım Gediz Nehrinde balık tutmak bir hayalden öteye gidip gerçeğe dönüşür.
Umarım Muradiye OSB yönetimi, arıtma tesisinin yapımı ve Gediz’in temizliğine katkı noktasında muvaffak olur.