Bugün saat 16.30 sularında Karaali'den Muradiye'ye gitmek üzere yola çıktım. İstasyon kavşağına doğru yaklaşırken trafiğin Karaali'nin iç taraflarına kadar uzadığını gördüm. Herhalde Kavşağı geçip hemzemin geçidi de aştıktan sonra Muradiye girip yolumuza devam ederiz diye düşünüyordum. Çok fena yanıldığımı gördüm.

Işıklar kaç kez yandı, biz bir türlü varamadık ışığa.

Yazımın içindeki fotoğraflardan da göreceksiniz, servis araçları, servis otobüsleri, otomobiller, yük kamyonları, tankerler, motosikletler... Şerit falan yok herkes rastgele kavşağa dalmaya çalışıyor.

Ama asıl mesele kavşağı geçtikten sonra başlıyor. Çünkü o üst üste akan trafik Muradiye yoluna girdiği andan itibaren içlere doğru ilerledikçe tek şeritten devam etmek zorunda, başka çare yok.

Bu arada karşı yönden gelen araçlar da var hatta kamyonlar, otobüsler.

Yolun genişliği ortada. Kaldırım zaten yok denecek kadar daralıyor bazı kısımlarda. Evlerin bazıları resmen yolun ortasında kalmış. Görüntü inanılmaz.

İstanbul değil, İzmir değil Muradiye burası. Nasıl olur, Nasıl oldu, Nasıl bu duruma geldi bu Mahalle?

Tam bir keşmekeş. Tam bir kaos...

Hani bazen abartıyorsun diyorlar ya sırf o denmesin diye hem fotoğraf hem görüntü çektim... Yazdıklarımın belgesi, ispatı niteliğinde.

Yok yok yanlış anlamayın siz değerli okullar için değil onlar. Bu ili yönetenler için çektim. Ha onlar da farkında durumun. Çünkü Muradiye'den o saatlerde mutlaka geçen herkes o çileyi çekiyor son birkaç yıldır. Ben sadece herkesin farkında olduğunu ama pek oralı olmadığını anlatmaya çalışıyorum.

Yazık, gerçekten Muradiye'de yaşayan vatandaşlarımıza yazık. Çektikleri çileyi İstanbul, İzmirli çekmiyordur. Hiç olmazsa onlar İzmir'de yaşıyoruz diyordur, İstanbul'da yaşıyoruz diyordur. Tesellileri var. Olacak o kadar diyorlardır.

Muradiyeliler, Muradiye'de yaşayanlar ne desin peki?

Muradiye'nin içinden geçen bir yol var. Allah aşkına, Muradiye'nin alt kısmından bir alternatif yolla istasyon kavşağına bir bağlantı yapmak, o kavşağı biraz daha adam etmek hiç mi mümkün değil?

Yani teknik olarak o yolu rahatlatmak için hiç çare üretilemez mi?

Ya Vallahi de Billahi de bulunur bir çare...

Ne araçlar ilerleyebiliyor niye yayalar.

Altyapı zaten zayıf, nüfusa yetmiyor.  Ve imar planı uygulamaya geçtiğinde, inşaatlar başlayacak, Muradiye şantiyeye dönecek. Nüfus 10-15 bin daha fazla olacak. Araç sayısı artacak, mahalleye giren çıkan kişi sayısı artacak.

Özellikle sabah ve akşam saatleri yani servislerin yola çıktığı saatlerde kaosun yaşandığı Muradiye'de o zaman herhalde savaş çıkar!

Bundan daha beter, ne olabilir?

Nihayetinde Muradiye orası. Bir tatil beldesi değil, bir kıyı kasabası değil. Bir mahalle. Nüfusu 3 binken belde olan, belediyesi olan, nüfusu 40 bini bulduğunda ilçe olması gerekirken tam tersine mahalleye dönüştürtülen Muradiye…

Muradiye’nin başına gelen pişmiş tavuğun başına gelenden daha beter.

MURADİYE’NİN KENDİ MECLİSİ OLMALI

Daha önceden de bu konuyu yazmıştım. Muradiye kontrolden çıktı.  Muradiye, Yunusemre Belediyesi’nin bünyesinde yönetilecek, mahalle muamelesi görecek bir yer statüsünde değil artık. Muradiye’nin kendi belediyesi, kendi bütçesi ve kendi meclisi olmalı. Orada yaşayanlar, o çileyi çekenler Muradiye’yi yönetebilir. Doğal olanı da budur…