Türkiye’de var olmak, bazen dev bir itaat testinden geçmek gibi hissettirebiliyor. Doğduğumuz andan itibaren, bir itaate mecburiyet kataloğuna tabi tutuluyoruz. "Ellerini yıka!" diye başlayan bu serüven, yıllar içinde “Büyüklerine karşı gelme!”, “Sorgulama!”, “Patrona ters düşme!”, “Şükret!” seviyelerine kadar ilerler.

İşte size, Türkiye’ye özel bir itaat basamakları listesi!

Seviye 1: Aile İtaati

Bebeklikten itibaren kodlanmış ilk kural: Annen ne diyorsa odur! Çatalı sol elle mi tuttun? Nenelerinin kalbine iner mesela çünkü günah. Sokakta dondurma mı yedin? Büyüklerin, "Hasta olacaksın!" diye senin yerine düşünür. Eğer bir noktada, "Ama neden?" diye sorma gafletine düşersen, kaçınılmaz bir son "Çünkü büyüklerin öyle diyor!" Eğer bu seviyeyi başarıyla geçersen, ileride hiç şeye sorgusuz sualsiz inanma yeteneği kazanırsın. Geçemezsen geçmek için zorlanırsın çünkü bu seviyede Dayak cennetten çıkma!

Seviye 2: Okul İtaati

Burada işler ciddileşir. Öğretmen her şeyi bilir, müdür tanrı gibidir, müfredat asla sorgulanamaz. "Hocam bu bilgi yanlış olabilir mi?" diyen çocuklar, "Sen önce şu yazını düzelt, sonra konuşuruz!" cevabı ile susturulur. "Düşünen öğrenci" kavramı hala bilimkurguya ait bir fantezidir. “Sorgulayan öğrenci” yeterince dayak yemiyor mu?  Yeterince uyum sağlarsan, bir gün sen de sınav sistemine ve sana verilen her şeye sorgusuz inanmayı öğreneceksin. Ve tabii ki, "Matematik öğrenmek şart mı?" sorusunu soran arkadaşlarına "Gerçek hayatta ne işimize yarayacak” ki diyerek bilgece öğütler vereceksin, ezberlediğin formüllerin yerine rakamları koyarak bilgili görünebilirsin.

Seviye 3: İktidar/Hükümet İtaati

Burada itaatin altın çağı başlar. E-devlet şifresiyle hayatının her alanına erişildiği bir dönemde, kimliğini güncelleyemezsen bile suçlu sensin. Trafikte kırmızı ışıkta geçen minibüsleri görmezden gelip, yaya geçidinde durunca arkadan gelenlerin kornasına maruz kalırsın. Ve tabii ki iktidara karşı "çok konuşan" biriysen, "Kardeşim sen fazla konuştun!" uyarısını en olmadık yerlerde duyarsın. Vergi oranlarının neden yükseldiğini sormak? Büyük hata! "Zaten her şey çok güzel!" diyerek basamakların üst seviyelerine ulaşabilirsin. Master yapmak istersen “Ekonomi çok güzel” cümlesini her yerde söyleyebilir, “Zamlar bizler için bir sınav” diyerek uzmanlığını tamamlayabilir.

Seviye 4: Patron ve İş Hayatı İtaati

"Patron her zaman haklıdır!" düsturuyla yaşamak zorundasın. Maaş gününde hesap sormak? Güzel bir işten çıkarılma sebebidir. "Mesai saatleri dışında çalışmam" demek? Kapitalizmin ruhuna hakaret! Eğer bir noktada işverenin sendika kelimesine alerjisi olduğunu fark edersen, zaten şansın yok demektir. Unutma, iş hayatında başarı, "Evet efendim" diyerek kazanılır. Patronun bir gün "Bugün cumartesi ama mesai var!" dediğinde, ona "Ne şanslıyım ki çalışabiliyorum!" diyerek gönüllü köleliğin sınırlarını zorlamalısın. Salla başı, al maaşı cümlesi boş yere söylenmiş olamaz değil mi?

Seviye 5: Sosyal Medya İtaati

Türkiye’de sosyal medya, itaatin dijital versiyonunun test edildiği arenadır. Bir tweet attın ve tepki mi aldı? Hemen silip özür dilemelisin. YouTube’da bir videoya yanlışlıkla bile olsa muhalif bir yorum yaptın mı? Bir sabah "Hakkınızda soruşturma var" mesajı görmeye hazır ol! En güvenli yöntem, bol bol "Aman efendim ne kadar güzel işler yapıyorsunuz" diyerek algoritmanın dostu olmaktır. Gerçek bir usta olmak için "Öyle demek istemedim, yanlış anlaşıldım!" cümlesini hayat felsefesi yapmalısın. Bu seviyeyi geçmek için yanlış bir yorumda “Kandırıldım” demen yeterli.

Seviye 6: Günlük Hayat İtaati

Burası en derin seviyedir. Pazar kuyruğunda sıra beklerken sıranı çalan yaşlı amcaya ses çıkarmamak, belediyenin kazdığı ve asla kapatmadığı çukurun içinde düşmeyi kabullenmek, köstebek yuvası gibi yollarda otobandaymış gibi araba kullanmak, toplu taşımada sıkış sıkış giderken "Ne güzel, sıcak bir ortam!" diyerek şükretmek... Bunlar bu seviyenin temel gereklilikleridir. Eğer bunları kabul ediyor hayatın olağan akışı diyorsanız tebrikler, artık itaat basamaklarında zirveye ulaştınız ve mükemmel bir itaatkarsınız demektir.

Sonuç: İtaatin Ödülü?

Eğer tüm bu seviyeleri başarıyla geçtiyseniz, sizi mutlu ve sorunsuz bir hayat beklemiyor. Aksine, "Neden hep ben itaat ediyorum?" diye sorduğunuzda, kimsenin size cevap vermeyecek kadar meşgul olduğunu fark edeceksiniz. Çünkü herkes aynı sınavdan geçiyor ve kimse sınıfı geçemiyor.

Ve son bir not: Bu yazıyı fazla sesli okumayın! Bilirsiniz, bazı kulaklar fazlaca hassastır…

Notu neden sona yazdın diye sormayın var bir bildiğimiz 😊